Üslubuna dokunamazsınız; onun deyişi ile 'solgun bir gül olur dokununca'...
(Behçet Necatigil'in kitabın sonunda yer alan kendi sesiyle hayat hikayesinden alıntıdır;
-Bir yazarı, diyelim yeni bir yazarı seviyorum, ama onu bırakıyorum bir yana, Neden sonra böyle işte bir ihtiyaç duyarak, aynı kitabı alıyorum, o kitapta belli bir bölümü, bende derin bir çizgi çekmiş, bırakmış bölümü okuyorum. O yazar tekrar yaşamaya başlıyor bir süre bende. Ozanlar için de öyle.)
Kim bilir kaç kez bende gün içinde okuduğum kitabı koyuyorum bir kenara, bir satır, bir his alıp başka bir yazara, esere götürüyor beni...
Yeni bir kitabı ilk kez okumaya başladığımda hep derim acaba hangi cümle dokunacak kalbime, bu kitabın öz suyu nerede hangi sayfada gizli? Hayatın boyunca okuduğun binlerce, yüzbinlerce sayfadan sadece bir his birkaç cümle kalmıyor mu akılda?
Şiirlerimde açıklıklar vardır, boşluklar vardır. Onları okuyucunun doldurmasını isterim diyor Behçet Necatigil. Bende boşlukları doldurmanız için en sevdiğim şiiri ile biliyorum incelememi;
Ve yanımda yalnız kitaplar alacağım.
Keser kalın yapraklar dıştaki uğultuyu
Sürse bile içte eski çağıltı
Duymaz o ben- -
De duymayacağım.