Polisiye-Gerilim türünün her daim hayranı olsam da, çok azı bu şekilde sorgulamama vesile olmuştur çoğu şeyi.
Bir olayda, her zaman tek suçlu mu vardır?
İnsanlara fırsat verilirse, hangi noktaya kadar gidebilir?
İnsan tüm zıtlıklarına rağmen, hala "iyi" midir ya da iyi diyebileceğimiz bir insan var mıdır, varsa kime ya da neye göre iyidir?
Milyarlarca insan, milyarlaca bakış açısı demektir. Altı farklı karakterin değerlendirildiği bu kitapta, altı farklı haklılık payı var. Peki ya gerçek dünyada?
Bu kitaptan çıkardığım en büyük ders, anne şefkatini ve koşulsuz sevgisini hissetmeyen her çocuğun, kötülüğe karşı potansiyelidir.
Baba dediğimiz varlık da, koruyup kollayıcı bir figürdür ve onun eksikliği de çok şeyi alıp götürebilir bir çocuktan.
İnsan ulaşamadığı şeylerin acısını masum, küçük bir yavrudan çıkarırken, ona verdiği sözleri tutmayıp yanında olmazken, o yavrunun bir katile dönüşmesine dahi sebep olabilir.
Bir çocuğun sevilme, onaylanma ve ilgi görme ihtiyacı yokluğunun böylesine büyük kötülüklere sebep olacağını bilse, yine de o şekilde davranır mıydı ebeveynler?