Bizi hiç bilmezlerdi.Bu topraklardan değildiler.Hepsinin de bir annesi vardı.Anlamanın duvarını aşmıştık.Acı yoktu, utanç yoktu.Öfkenin bile çözemediği bir katılık içinde kalmıştık.Çekip gittiklerinde en yaşlımızın gözünde iki damla yaş vardı yalnızca.
En Yaşlımızın Gözünde İki Damla Yaş Vardı
Hepimizi bembeyaz bir düzlükte yapayalnız bırakmıştı.
Reklam
En Yaşlımızın Gözünde İki Damla Yaş Vardı
Bir kırımdan arta kalan bu incelik, bu hâlâ gülümseyebilen insan onuru, kaybettiği her şeyin yerine sevgiyi koyan bu güzellik, başını kaldırdığında bizi, ellerimizi karnımızda bastırmış olarak yakalamıştı.
Gök gürültüsü gibi düştüler avlumuza. Yüzlerindeki dehşetin yanında gecenin karanlığı masum bir çocuktu. Kapılarımızı hızardan geçirmiş gibi parçaladılar. On kişiydiler. Silahları kendilerinden çoktu. Bizi hiç tanımazlardı. Şehvetle yıkıyorlardı. Hayvanlarımızı öldürdüler önce. Ellerimizle biçim verdiğimiz ne varsa kırıp döktüler. Durmadan bağırıyorlardı. Çocuklarımızın çığlıklarından bir meydan ateşi yaktılar. Onurumuz , yoksulluğumuz , acımız ve korkumuz alev alev ışıtıyordu geceyi. Erkeklerimizi çırılçıplak soydular. Güldüler , güldüler. Bizi hiç bilmezlerdi. Bu topraklardan değildiler. Hepsinin de bir annesi vardı. Anlamanın duvarını aşmıştık. Acı yoktu , utanç yoktu. Öfkenin bile çözemediği bir katılık içinde kalmıştık. Çekip gittiklerinde en yaşlımızın gözünde iki damla yaş vardı. En Yaşlımızın Gözünde İki Damla Yaş Vardı
Sayfa 17
94 öğeden 101 ile 94 arasındakiler gösteriliyor.