"İnsan" deyince aklıma, Kur'an'ın kalbi "Yasin" geliyor. "Yasin" yani "Ey insan!"
Önceki gün her taşına üzüntünün ve acının sindiği bir evdeydik. "Yasin" okudum. Oğlunu kaybeden anne, kocasını kaybeden gelin, babasını kaybeden çocuklar ve ağabeyini kaybeden dostum dinliyorlardı beni. Ben taziyeye gelmiştim ama otuz dört yaşında, arkasında dört çocuk bırakarak ahirete göçen birinin yakınları için söylenebilecek her sözün, eksik ve yetersiz olduğunu bildiğimden, önce sustum, sonra ''Yasin" okudum.
"Yasin" yani "Ey İnsan!"
"Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Önden gönderdikleri işleri ve bıraktıkları eserleri yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kitap olan Levh-i Mahfuz'da sayıp yazmışızdır, "ayetini okurken Zeyd bin Sabit'in, Enes bin Malik'e söylediği şu sözü hatırladım: "Ey Enes! Bilmez misin adımlar yazılıyor!"
Montaigne, "Ölümün bizi nerede beklediği belli değil, iyisi mi biz onu her yerde bekleyelim," diyerek insanın istese de gecikemeyeceği en önemli randevusunu hatırlatıyor.
Hz. Enes bin Mâlik (Radiyallâhu Anh) şöyle anlatır: Bir gün Efendimizle (Sallallâhu Aleyhi Ve sellem) otururken, Peygamberimiz (S.A.V.) azı dişleri görünecek kadar güldü. Hz. Ömer: "Anam-babam sana feda olsun, ey Allah'ın Resûlü; seni güldüren nedir?" diye sorunca Peygamberimiz (S.A.V.):
Ümmetimden iki kişi Allah'ın huzuruna çıkar da
بسم الله الرحمن الرحيم
Doğum: Hicretten 10 yıl önce, milâdî 612-613 Medine
Anne adı:Ümm-i Süleym
Baba adı:Malik İbni Nadr
Lakabı: Küçük hizmetkar
Ölüm. : Milâdî 90 Basra
Hayırlı geceler
Evet arkadaşlar bundan 4 yıl önce tanıştım Enes Bin Mâlik ile.Vw o gün bugündür unutmuş değilim.
Yaptığım araştırmalara bakıcak olursak Enes Bin
"Eger ağaçlar kalem, denizler mürekkep, melekler, insanlar ve cinniler katip olsalardı iki milyon senede besmele-i şerifin sevabını yazamazlardı." diye rivayet etmiştir.
~√~
Enes bin Mâlik(r.a) tan rivayetle
Rasûlullah şöyle buyurmustur:
"Her kim recep ayında hayirli bir amel kazanırsa, kendisi için onda, kat kat arttırılmış mükâfâtlar ihsan edilir."
“Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Önden gönderdikleri işleri ve bıraktıkları eserleri yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kitap olan Levh-i Mahfuz’ da sayıp yazmışızdır,” (Yasin,12)
Ayetini okurken Zeyd bin Sâbit’in, Enes bin Mâlik’ e söylediği şu sözleri hatırladım:
“Ey Enes! Bilmez misin adımlar yazılıyor!”
Enes bin Mâlik [radıyallahu anh] dedi ki:
“(Hz. Peygamber [sallallahu aleyhi ve sellem]’in aslen yahudi olan hanımı) Safiyye [radıyallahu anhâ]’ya, (Resûlullah [sallallahu aleyhi ve sellem]’in diğer hanımı) Hafsa [radıyallahu anhâ]’nın, kendisi hakkında ‘Yahudi kızı!’ dediği haberi ulaştı. Bunun üzerine Safiyye [radıyallahu anhâ] ağladı. Bu sırada Resûlullah [sallallahu aleyhi ve sellem], ağlamakta olan Safiyye [radıyallahu anhâ]’nın yanına girdi. Resûlullah [sallallahu aleyhi ve sellem], ona:
– ‘Seni ağlatan şey nedir?’ diye sordu. Safiyye [radıyallahu anhâ]:
– ‘Hafsa, benim için ‘Yahudi kızı!’ diyor’ dedi. Peygamber [sallallahu aleyhi ve sellem]:
– ‘Doğrusu sen, peygamber kızısın. Amcan da bir peygamberdi. Bir peygamberin nikahı altındasın. O halde Hafsa sana karşı ne ile övünebilir ki?’ buyurdu. Daha sonra Resûlullah [sallallahu aleyhi ve sellem]:
– ‘Allah’tan kork, ey Hafsa!’ buyurdu.”