Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
❓ ÜZERİNDE AYET YAZAN KOLYE,YÜZÜK TAKMAK DOĞRU MUDUR? 🚫Eğer ayet yazılı kolyeyi takma amacı korunmak/fayda içinse; temimedeki (muska)  işlev gibiyse bu şirktir. ❌Yani kolyeyi veya yüzüğü takan kişi bunun kendisini koruduğuna veya fayda verdiğine inanırsa bu şirk olur. ⭕️Örneğin; üzerine nazar duası yazıp boyna asmak gibi veya ayatel kursi yazıp
Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sabah namazından sonra güneş doğana kadar Allah-u Teâlâ’yı zikreden bir toplulukla oturmam bana, İsmail aleyhissellam’ın çocuklarından dört kişiyi azad etmemden daha da sevimlidir. İkindi namazından sonra güneş batana kadar Allah’ı zikreden bir toplulukla oturmam bana, dört kişiyi azad etmemden daha da sevimlidir.” Ebu Davud
Reklam
Buyurur ki âlemlerin efendisi Peygamber Efendimiz (sav.); "Allah yolunda sefer yapmış, üstü başı tozlanmış bir adam, ellerini göklere uzatarak: "Ya Rab, ya Rab!" diye yalvarıyor. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram, gıdası haram dır. Böylesinin duası nasıl makbul olur?"Boğazından gecen haram bir lokma, makbul bir duâya mânidir kıymetli kâri. Suçu başkasında değil de yediklerinde ara. Sabahlara kadar yal varsan bile duana icabet bulamazsın. Değil bugün, kırk gün evvel yediğin haram lokma bile daha bedeninden çıkmamıştır. Bugün yediğin ise kırk gün daha duanı bağlayacaktır. Ashabın büyükle rinden Enes Bin Malik'e (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.) söyle buyurdular: "Ey Enes, helal kazan, duan müstecâp olur. Zira bir kimse ağzına haram lokma götürürse, muhakkak kırk gün onun duası kabul olmaz. Duana icabet bekliyorsan, Hakk'ın yardımı ulaşsın istiyorsan önce haneyi, yani kalbini mamur etmelisin. Kalbi mamur etmenin yolu, evvela boğazdan geçen lokmayı düzeltmektir. Bir bedende haram bulunuyorsa, ne o bedenle yapılan ibadet, ne o dille yapılan dua kabul olur
Enes bin Mâlik diyor ki: Biz resulullah'la birlikte iken bir gün şöyle dediğini işittik: İyi ahlak hataları güneşin buzu erittiği gibi eritir.
2029- Soru: Peygamber Efendimiz ameliyat olmuş mudur? Açıklayınız. Cevap: Evet, olmuştur. Bu ameliyat, zamanın tabiblerince değil, ilahî hikmetlere dayalı olarak melekler tarafindan yapılmıştır. Birincisi, süt annesi Halime-i Sadiye'nin yanında bulunduğu sırada olmuştu. Süt kardeşleri ve diğer çocuklarla sokakta oynadığı sırada melekler gelmiş, onu yakalayıp yatırmışlar, karnını yarıp kalbinden bir kan pıhtısı çıkarıp atmışlar "Şu, şeytanın senden alacağı nasip idi" demişlerdi. Çocuklar, süt annesine koşarak "Muhammed öldürüldü" diye bağırınca annesi çıkmış, Efendimiz de yüzü biraz değişmiş hâlde onları karşılamıştı." İkinci ameliyat Peygamberlikten önce olmuştu. Bu ameliyat vahyin şiddet ve ağrlığına tahammül getirebilmesi için yapılmıştı. Üçüncüsü ise, Mirac'a teşrifinden biraz önce Kâ'be'nin yanında yapılmıştı. Bu da Rü'yet-i ilâhîye tahammül getirebilsin diye yapılmıştı. Enes bin Mâlik (r.a.) diyor ki: “Biz, iğnenin dikiş izlerini Resûlullah'ın göğsünde görürdük". (Tabakat-ı İbni Sa'd c.1, s. 151).
Sayfa 549Kitabı okudu
Kâbe'nin 4. Defa inşa edilmesi
Abdullah bin Zübeyr'in şehit edilmesinden sonra yapılmıştır. Abdullah bin Zübeyr'in Kâbe'ye ilave ettiği Hicr'i Emevi halifelerinden Abdulmelik'in emriyle Haccac,yeniden açıkta bırakarak inşa ettirmiştir. Abbasi Halifelerinden Harun Reşit Kâbe'yi Hz. İbrahim'in inşa ettiği şekliyle yeniden inşa etmek istemesi fikrine dönemin büyük âlimlerinden Mâlik b. Enes karşı çıkmış ve : "Ey müminlerin emiri! Sakın Kâbe'yi sizden sonraki idarecilerin oyuncağı haline getirmeyin. Bir başkası çıkar bu şeklini beğenmez, hemen değiştirirverir. Bir diğeri de yine bunun aksini yapar. Böylece Kâbe'nin heybeti insanların gönlünden silinip gider." Diyerek halifeyi görüşünden vazgeçirmiştir. Kâbe Osmanlı sultanları I. Ahmed ve IV. Murat zamanlarında da tamir edilmiştir.
Reklam
BAYRAMIMIZ MÜBAREK OLSUN
قَالَ اَنَسْ بِنْ مَالِك رضى اللهَ عنه ِلِلْمُؤْمِنِ خَمْسَةُ أَعْيَادٍ: كُلُّ يَوْمٍ يَمُرُّ عَلَى الْمُؤْمِنِ وَلَا يُكْتَبُ عَلَيْهِ ذَنْبٌ فَهُوَ يَوْمُ عِيدٍ, اَلْيَوْمُ الَّذِي يَخْرُجُ فِيهِ مِنَ الدُّنْيَا بِالْإِيمَانِ فَهُوَ يَوْمُ عِيدٍ, وَالْيَوْمُ الَّذِي يُجَاوِزُ فِيهِ الصِّرَاطَ وَيَأْمَنُ أَهْوَالَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ فَهُوَ يَوْمُ عِيدٍ, وَالْيَوْمُ الَّذِي يَدْخُلُ فِيهِ الْجَنَّةَ فَهُوَ يَوْمُ عِيدٍ, وَالْيَوْمُ الَّذِي يَنْظُرُ فِيهِ إِلَى رَبِّهِ فَهُوَ يَوْمُ عِيدٍ Enes Bin Malik r.a buyurmuşlardır ki: Müminler için beş bayram daha vardır: 1-Üzerine hiç günah yazılmadığı gün, işte o gün o kişi için bayramdır. 2-Bir kul ki, dünyadan imanla çıkarsa, o günde mümin için bayramdır 3-Sıratı geçip, kıyamet gününün korkularından emin olduğu gün bayram günüdür. 4-Cennete girdiği gün bayram günüdür. 5-Rabbine nazar ettiği gün bayram günüdür. Bu bayramlara da kavuşmak niyazıyla
Unutulan Bir Sünnet: Tahnik
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- yeni doğan çocukları kucağına alır, bir hurma tanesi ister, hurmayı ezerek onunla bebeğin damağını güzelce ovardı. Bu işleme "tahnik" denir. Hadis kaynaklarında buna dair birçok aktarım var, ama benim en sevdiğim rivayet şu: Enes bin Malik anlatıyor: "Annem Ummu Suleym bir erkek çocuk doğurmuştu. Çocuğu bana verdi ve 'Ey Enes! Sen bu çocuğu Rasûlullah'ın huzuruna götürünceye kadar hiç kimse ona süt emzirmesin!" dedi. Nihayet sabah olunca çocuğu alıp Rasûlullah'ın yanına vardım. Beni görünce, 'Ummu Suleym doğum mu yaptı?" diye sordu. Ben de 'evet' dedim ve çocuğu getirip kucağına koy- dum. Rasûlullah, Medine'nin acve hurmasından bir hurma istedi. Onu kendi ağzında eritinceye kadar çiğnedi, sonra çocuğun ağzına verdi. Çocuk da dilini dudakları üzerinde gezdire gezdire yalanmaya başladı. Bunu gören Rasûlullah, yanında bulunanlara: 'Ensar'ın (Medineliler'in) hurmaya olan sevgisine bakınız!' buyurdu. Sonra elini çocuğun yüzüne sürdü ve ona Abdullah adını koydu." (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd)
Sayfa 146Kitabı okudu
...Zeyd bin Sâbit'in, Enes bin Mâlik'e söylediği şu sözü hatırladım: "Ey Enes! Bilmez misin adımlar yazılıyor!"
Enes ibni Malik'in rivayet ettiği, Ahmed bin Hanbel'in Müsned'inde bulunan şu hadis-i şerifi hafızamıza kaydetmeli ve konuşurken, e-posta yazarken, mesajlaşırken aklımıza getirmeli, birileri düzeyini düşürdüğünde onlara tavrımızı da Resûlullah aleyhissalatu vesselama göre belirlemeliyiz: "Deccal gelmeden önce insanların aldandığı yıllar olacak. O dönemde doğru konuşanlar yalanlanacaklar, yalan konuşanlar da rağbet göreceklerdir. Emin insanlar hain kabul edilecek, hainlere emanet teslim edilecektir. O günlerde ruveybiza'lar konuşacaklardır." Ashab-ı kiram, ruveybiza kelimesinin ne anlama geldiğini anlamamış ve manasını sormuşlar. Şöyle buyurmuş: "Fasıkların insanların siyasetiyle ilgili konuşmaları demektir."
Reklam
Enes bin Malik'e (r.a.), "Bize dua et." dediler. O da "Allahümme Rabbena atina... " duasını okudu. "Daha çok dua et." dediler. Yine aynı duayı okudu. Tekrar "Daha fazla dua et." dediler. Enes bin Malik (r.a.), "Siz ne istiyorsunuz? Ben sizin içinAllahü Teala'dan dünya ve ahiret hayırlarını istedim. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu duayı çok okurdu." dedi. Allahü Teala, bu dua ile dua edeni Kur'an-ı Kerim'inde medhetmiş ve ona fazlından ve rahmetinden nasıb vermiştir.
Hasta Ziyareti
Hastayı ziyaret etmek, onun hâl ve hatırını sormak, hastanın ihtiyaç duyduğu bir husûsta, ziyaretçinin gücü yettiği kadar hastaya yardımda bulunması sünnettir. Hasta ziyareti, dînî ve ahlâkî bir vazife olup çok sevaptır. Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Hazretleri, Ashâb’ından bir kimse hasta olsa onu görmeye gider, hastanın hâlini
Hasta Ziyareti
Hastayı ziyaret etmek, onun hâl ve hatırını sormak, hastanın ihtiyaç duyduğu bir husûsta, ziyaretçinin gücü yettiği kadar hastaya yardımda bulunması sünnettir. Hasta ziyareti, dînî ve ahlâkî bir vazife olup çok sevaptır. Peygamber Efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Hazretleri, Ashâb’ından bir kimse hasta olsa onu görmeye gider, hastanın hâlini
YERYÜZÜNÜN ŞAHİTLİK ETMESİ
Kişinin namaz kıldığı yer, kıyamet günü kendisine şahitlik edecektir. Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, 'O (yeryüzü), kıyamet günü, kendi haberlerini (üzerinde hayır ve şer, neler olmuş ise) anlatıverir.' mealindeki, Zilzal Suresi'nin 4. Ayet-i Kerime'sini okuyup Yeryüzünün anlatacağı haberler nedir, biliyor musunuz?" diye sordular. Ashab-ı Kiram, 'Allah ve Resulü daha iyi bilir' dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de Muhakkak onun haberleri, her bir erkek ve kadının kendisi üzerinde yaptıkları amellere o yerin, 'Benim üzerimde şu vakitte (iyi veya kötü) şu ameli işledi.' diye şahitlik etmesidir.' buyurdular. Allah dostlarından olan Atâ-i Horasânî (rah.) demiştir ki: Yeryüzünün herhangi bir yerinde bir defa secde eden her bir mümine, o secde ettiği yer, kıyamet günü muhakkak şahitlik edecek ve vefat ettiği zaman arkasından ağlayacaktır. Enes bin Malik'ten (r.a.) şöyle rivayet olundu: Üzerinde namaz kılınan veya Allâhü Teâlâ zikrolunan her bir toprak parçası, bununla, etrafındaki diğer toprak parçalarına övünür. Yeryüzünün tamamı, üzerinde Allâhü Teâlâ zikredildiği için sevinir. Namaz kalmak isteyen her mümin için yeryüzü süslenir.
1.339 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.