insanoğlunun beşinci soyuna gelince,
keşke o soydakilerden biri olmasaydım ben,
keşke daha önce ölseydim ya da daha doğmasaydım!
çünkü bu beşinci soy demir soyudur.
onlar gündüzleri didinir ezilirler,
geceleri kıvranır dururlar
tanrıların yolladığı türlü dertlerle.
belalarla karışık birkaç sevinçtir bulabildikleri.
ama bir gün gelecek, Zeus, Kronos'un oğlu
bu ölümlü insan soyunu da yok ediverecek.
o zaman ak saçlı insanlar soyu gelecek.
o zaman ne baba oğullarına benzeyecek,
ne de oğulları babalarına,
ne ev sahibi konuğu bilecek, sevecek
ne dost dostunu, ne kardeş kardeşini bugünkü gibi.
yaşlanır yaşlanmaz hor görülecek ana baba,
kaba kaba çatacaklar onlara.
tanrı saygısı nedir bilmeyecek bu mutsuzlar,
karınlarını doyuranların karınlarını doyurmayacaklar.
Yanaklarım çökükse içkicibaşı, yüzüm süzülmüşse,
üzgünsem, yorgunsam böyle,
karnım acı doluysa,
görünüşüm çok uzaktan gelenin görünüşü gibiyse,
yüzümü karatmışsa günün sıcağı, gecenin ayazı,
(...) dolaşıp durdumsa yaban yazıda,
ölüm korkusuyla dolaşıp durdum,
gönüldeşimin başına gelen iş çökertti de beni
yollara düştüm, dolanıp durdum yaban yazıda,
susmak elimde mi? dayanmak elimde mi?
Canımdan ileri arkadaşım çamura döndü,
Enkidu, canımdan ileri kardesim çamura döndü!
Onun gibi yatmam gerekmez mi benim de,
kalkmamak üzere yatmam gerekmez mi benim de?
Büyük-Alanlı-Uruk'un çobanı, o, Gılgamış,
güçlü, ünlü, becerikli ve bilge
Gılgamış bırakmıyor hiçbir kızı sevdiğine,
bir yiğidin söz kesilmiş kızını bile!