Birçok okur gibi benim de "tarihsel roman" algısıyla okumayı ertelediğim bir kitaptı. Tarihi sevmediğimden olsa gerek. Fakat bu kitap için önyargılı davrandığımı okuduktan sonra anlamış oldum.
Yazarın da belirttiği gibi Engereğin Gözü için "tarihsel roman" diyemeyiz. Çünkü tarih bir dekor olarak kullanıldı diyor. Gerçekten de öyle. Daha ziyade Efendi-Köle ilişkisini, İktidar-Birey ilişkisini hadım edilmiş Habeşli siyahi bir Haremağasının gözünden anlatan biraz da psikoloji ile harmanlanmış bir roman. Keza Ağa'nın bile kendini bazen hamam böceği, bazen korkak bazense iktidar hırsı ile kendinden geçmiş duygular içinde görüyoruz. Osmanlı dönemindeki iktidar hırsını, saray entrikalarını, şiddeti, taht oyunlarını, isyanları, erotizmi, cariyelerin yaşayışını kendi gözlerinizle görmüş kadar oluyorsunuz. Kurgu mu yahut gerçeklikle örtüşüyor mu anlatılanlar derseniz, yazar son sayfalarda gerçekliğe uygun olduğunu ifade etmiş.
Ben okumayı erteleyerek yanlış yapmışım diyorum çünkü böylesine güzel bir kitap daha önceden okunmalı(ymış).
Keyifli okumalar dilerim...
"Ne var ki, bu acımasız dünyada iyilik cezalandırılıyor. Uzun ömrümün bana öğrettiği gerçeklerden biri de bu. Kötülüğü yenmek , iyiliği yenmekten daha zor. Bu yüzden iyiler savunmasız oluyorlar , her türlü zararı görebiliyorlar."
Son zamanlarda olup biten felaketlerden sonra insanoğluna güvenim kalmamıştı;her an bir kötülük olacakmış, başımıza bir haller gelecekmiş duygusu içindeydim.
Mademki iki ben bir arada olmaz... Şehzade Mustafa ...
Ama en korkunç krizi benlik bahsinde oldu.
"O'nun yanına iki ben sığmaz," diye okuyordum. "Sen, ben diyorsun. O da ben diyor. Ya sen öl, ya O ölsün ki bu ikilik kalmasın. Fakat O'nun ölmesi imkânsızdır. Bu ne hariçte ne de zihinde mümkün olur. Çünkü O ölmeyen bir diridir. O kadar lütufkârdır ki imkân olmuş olsaydı senin
Engereğin Gözü
Yazarın okumuş olduğum 3. kitabı, diğerleri gibi bu eseri de beğenerek ve ilgiyle okudum...
Hem Padişah hem de harem ağası bağlamında çift yönlü bir iktidarsızlığın konu alındığı Engereğin gözü, efsane yönüyle oldukça zengin bir yapıya sahip... Harem ağası Süleyman Habeşistan'dan koparılıp hadım edilip saraya