'Dünya birbirini arayan ruhlarla dolu. İki satır konuşabileceğimiz, gülüşün ve hüznün kıvrımlarında birlikte kaybolacağımız sahici insana susamış durumdayız. Göğe aynı aşkla bakabileceğimiz, etten ve kemikten olduğu kadar acıdan ve gerçekten yapılma soylu ruh arkadaşları. Onunla yürürken ve ona yürürken kaybolmaktan korkmadığımız, kalplerini kendimize pusula bellediğimiz, maceramızı yüzlerinde seyrettiğimiz, hayatlarını birbirimize tanık kıldığımız dostlar. Şu kalabalık dünyada ancak birbirimize iltica etmekle serinlediğimiz yol ehli. '
'Hiç kimse sevgiliye iltifatı Nedim kadar arşa çıkarmamıştır.
“Güllü dîbâ giydin amma korkarım âzâr eder
Nâzenînim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni”
Yani, “İpekten gül desenli bir elbise giymişsin. Ama kumaşın üstündeki gülün dikeninin gölgesi seni incitir diye korkarım.” '
هو
Bazen hiç kimseyle konuşmak istememek; tek kişiyle konuşmayı çok istemek yüzünden. Bu dünyadan gitmek istemek; bu dünyada olmayan, bu dünyadan olmayan bir yere ait hissetmek yüzünden. Kendine yaklaşınca dünyadan uzak düşüyorsa insan, ona ait olan ne kadar uzaktadır?
Zeynep Merdan