Engin

Engin
@engn4773
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik
Şırnak
2 Şubat 1996
13 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Daha az düşün, daha çok hisset .
Söz konusu olan sevgiyse, onun sebeplerinin anlamı yoktur. Düşüncelerini unut. Düşüncelerinin, kalbinin üstüne geçmesine izin verme. Düşünmeyi bırak… Kalbinde yanmayı bekleyen bir mum var. İçinde dolmayı bekleyen bir boşluk var. Hissediyor musun? Endişe etmeyi bırak. Düşünmeyi bırak ve hissetmeye geç.
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Reklam
Ben bir aynayım, bana bakan kendini görür.
Ebû Cehil bir gün Allah Resülü sallallahu aleyhi veselleme: - Haşimoğulları içinde senden daha çirkin suratlı biri gelmemiştir, dedi. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem; - Haddi aştın ama yine de doğru söyledin, diye karşılık verdi. Bir müddet sonra Hz. Ebû Bekir radıyallahu anh Resulullah sallallahu aleyhi vesellemin huzuruna geldi ve; - Ey güneş yüzlü Resül! Senin yüzünden daha güzel, daha parlak bir yüz görmedim, dedi. Bunun üzerine Fahr-i Kâinat Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem; -Ey sevgili dost, ey şu kıymetsiz dünyanın bağından kurtulan, doğru söyledin, dedi. Orada bulunan sahabiler; - Ey Allah'ın Rasûlü! Bu ikisi tamamen zıt şeyler söyledi, fakat sen her ikisine de "doğru söyledin" buyurdun. Bunun sebebi nedir, diye sordular. Peygamber efendimiz şöyle buyurdu: - Ben Hak Teâlâ'nın parlattığı bir ayna gibiyim. Bana bakan kimse ancak kendisini görür.
Umut verip yarı yolda bıraktığın insanın hakkını iki cihanda da ödeyemezsin. Hz Muhammed Canı yanan sabretsin, can yakan canının yanacağı günü beklesin. Hz Muhammed Hak etmediğin bir muamele gördüğünde unutma ; o kişi senin değerini anlamadan ölmez. Çünkü Allah el Hakem'dir. Hz Muhammed Seven sevdiğiyle beraberdir. Hz Muhammed

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Güzel kuşum benim, şimdi avuçlarım sana kafestir biliyorum. Uçmak istiyorsun, kaçmak kurtulmak istiyorsun. Hadi o zaman ! Durmadan uç ki bende arkandan koşayım. Eğer kaybolursan lütfen bende kaybolayım seninle... Eğer yorulupta durursan seni vurayım.
DELİ... Ağanın biri köyünde büyükçe bir konak yaptırmış. Açılış günü köyde yaşayan herkese yemek vermiş. Çoluk-çocuk, kadın-erkek, akıllı-deli. Deli lafın gelişi değil, gerçekten deliyi de davet etmiş çünkü hemen her köyde olduğu gibi o köyün de bir delisi varmış. Yemekler yenmiş. Köylüler ayrılırken Ağa, “Deliye sorun, bu konaktan ne istiyorsa alsın.” talimatını vermiş adamlarına. Delinin gözü bahçede bağlı duran beyaz ata takılmış ve “Bu atı istiyorum.” demiş. O at ise Ağa'nın gözdesiymiş. “Hayır!” demiş Ağa, “Başka bir şey istesin.” Deli ısrar etmiş, “İlla da bu beyaz at.” diye diretmiş. Ağa da “Hayır!” demiş başka bir şey dememiş. Ziyafet bitmiş, ayrılık zamanı gelmiş. Deli konaktan melül-mahzun bir şekilde ayrılırken bir şeyler konuşuyormuş kendi kendine. Ağa'nın dikkatini çekmiş bu hâl ve “Gidin dinleyin bakalım.” demiş adamlarına. Deli sürekli şunu söylüyormuş: “Sen isteseydin verirdi, Ağa da kim oluyor ki? Sen isteseydin verirdi, Ağa da kim oluyor ki?” Adamları, Ağa'ya söylemiş delinin dediklerini. “Geri çağırın ve verin atı demiş.” bu defa ağa. Deliye atı vermişler. Deli, atın yuları elinde konaktan ayrılırken yine aynı şekilde söylenmeye devam ediyormuş. Ağa adamlarına “Bu defa ne diyor, gidin dinleyin.” demiş. Ne diyormuş biliyor musunuz deli: “Sen istedin de verdi, Ağa da kim oluyor ki? Sen istedin de verdi, Ağa da kim oluyor ki?” "Yeter ki sen iste... Herşeye gücü yeten kudret mutlaka verir, ya vererek verir ya da vermeyerek verir..."
Reklam
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.