Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Çağla

... kimseye açamadıkları düşüncelerinin yükünü paylaşacak birini bulmanın yarattığı hafifleme duygusunu canlı tutmaya çalışarak.
Sayfa 237
Reklam
... sahip olma isteği doyurulmazsa insanın bütün ruhunu ele geçirebilir. Davranışlarımızın ince derisinin altındaki bu ilişkileri çözümlemek ne kadar güç; çünkü sevme derinin dilidir, cinsellikse onun yalnızca terimleridir. Bana bunca acı çektirmiş bu hazin ilişkinin biraz daha açık sonucunu vermem gerekirse belleğin tek besininin acı olduğunu söyleyebilirim, çünkü kıvanç kendisiyle sınırlıdır. Bunların tümünden bana kalan tek şey bitmez tükenmez bir sağlık hazinesi, hayat verici bir uzaklıktı.
Sayfa 230
Çeşitli başarısızlıklar arasından insan kendine saygısını en az zedeleyenini seçer: Kendisini en az düş kırıklığına uğratanı. Benim başarısızlığım da sanat, din ve insanları kapsıyordu. Sanatta başarısızdım (bunu şimdi birden düşündüm) çünkü insanın açık, belirgin bir kişiliği olduğuna inanmıyorum. ("İnsanlar," diye yazıyor Pursewarden, "sürekli olarak neyseler o mudurlar, yoksa tıpkı eski sessiz filmlerdeki gibi hafifçe titreyen imgeler çok çabuk birbirine eklendiği için bize süreklilik duygusu mu verirler?") İnsanları başarıyla çizebilmek için onların gerçekliğine inanmak gerekir, oysa ben inanmıyordum.
Sayfa 229

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İskenderiye, Belleğin Başkenti.
Sayfa 219
Neden bu kenti bırakıp gitmiyoruz, Justine, neden kendimize böylesine kökünden kopmuşluk ve başarısızlık duygusuyla dolu olmayan başka bir yer aramıyoruz.
Sayfa 211
Reklam
... çünkü insan, mekânın ruhunun uzantısından başka nedir ki.
Sayfa 206
Deyim yerindeyse hepimiz günlük yaşamın sisli çözümü içine sıkışıp kalmıştık, bizi bekleyen dram neyse onu gelecek günlere bırakmıştık.
Sayfa 199
... bambaşka bir dünyada dolaşıyorduk - çiçekler, kitaplar ve düşünceler dünyasında.
Sayfa 196
Dozu iyi ayarlanmış bir basitlikten doğan görkem eşsiz bir şeydir.
Sayfa 191
Ta bu zamana kadar yüreğinde damla damla birikmekte olan bir şey vardı, sonunda dayanamayacağı kadar ağırlaşmıştı.
Sayfa 179
Reklam
İlk kez korkuyorum ve neden korktuğumu bilmiyorum.
Sayfa 172
Ne demek mi istiyorum? İnsan her şeyin tek elden yönetildiğini gösteren bir düzen arıyor, her şeyi dengeye kavuşturacak, trajediyi ortadan kaldıracak bir İstenç'in sözdizimini arıyor.
Sayfa 168
Tanrı'nın bir şey olması gerekseydi bir sanat olurdu.
Sayfa 167
Şimdi o son (sonsuz) ilkbaharda, dolunayda, ay ışığının, suların yıkadığı büyük bir mücevher kutusu gibi parlayan kentin, ışıktan gözü kamaşmış, yumuşak havasına kendimizi bırakarak nasıl birlikte yürüdüğümüzü anımsıyorum. Karanlık alanların, ıssız ağaçların arasında, bir gece yarısından bir başkasına uzanan, oksijenden daha mavi uzun tozlu yollarda gezinen görünmez divanelik.
Sayfa 166
Bizimkisi basit bir açgözlülük olabilir miydi hiç? Sonra şu aşk serüvenimiz, beklediğimiz her şeyi bize vermedi mi - hiç değilse benim açımdan? Birbirimize rastladık ve başımıza olabileceklerin en kötüsü geldi ama en iyi yanımıza, sevgililerimize dokunmadı. Bana böyle gülme n'olursun.
Sayfa 159
3.969 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.