Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fâlih Rıfkı, Atatürk'ün yukarıdan hızlı değişim, inkılap metodunu şu misâlle açıklamaktadır: Mustafa Kemâl'e, harf inkılabı için beş-on yıllık bir hazırlık dönemi gerektiğini söylenmiş; Atatürk, "Hayır! Bu iş üç ayda olur yahut hiç olmaz. Bir buhran çıkar, bizim teşebbüs de Enver'inkine döner" demiştir.
Sayfa 39 - Kronik YayıncılıkKitabı okudu
Denizkızlarının tehlikeli çağrısına gülümseyerek yanıt veren maceracı ama kendinden emin gemiciye benziyordu... Aşk üstüne düşünerek adım atmak ne mümkün!
Reklam
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın Karanlık her sokaktaydın, gizli her köşedeydin Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi. Birtakım genç anneleri uzatırdı bir keman Sen tutar kendini incecik sevdirirdin Bir umuttun, bir misillemeydin yalnızlığa.
Bir ip cambazı kadar itinalı olmak gerekliymiş meğer kadınlar karşısında" diye geçirdi aklından ve bu iç şakalaşmadan hoşlandı. Biraz hafifletmek gerekiyordu rüzgârlı duyguları... Paçasından beceriksizlik akan bir genç âşıktan söz ediyoruz.
Yolunu seçersin, ya şarkılardan yanasındır ya korkulardan. Bir gün korktukların bir bir geçer önünden. Bir yığın olur ve aşılmaz engele döner... Kent o vakit bir başka görünür
Reklam
Parti taassubu ve bağnazlık
Emin Bey o sıra Sivas Milletvekiliydi. Birçok kötülük ve hırsızlık hikâyesi anlattı. Rum, Ermeni ve soysuz bir Türk azınlığın zenginleştiğini, buna karşılık çoğunluğun akla sığmaz sefalet içinde yaşadığını acı örneklerle dile getirdi. Halil Paşa: -Peki, bunları Enver Paşaya söylemediniz mi? - Hepsini Enver'e anlattım. Beni dinledikten sonra dedi ki: " Emin Bey bunların hepsi dedikodudur. İttihat ve Terakki Hükümetini yıkmak isteyen fena fikirli, ihtiraslı kimselerin bu uydurmalarına sen de mi inandın? Sana teessüf ederim."
Bir saat kadar Vahdettin'in yanında kalan Kumandan, çıkınca ellerini kaldırdı, yüzünü Padişahın odasına döndürüp: «Ne utanmaz köpekleriz! Kimi görsek etekleriz...» diye Namık Kemal'in mısralarını mırıldandı. Bana anlattığına göre Padişah, Kumandana birçok soru sormuş, bunlardan biri: - Sen oğluna Cengiz adını koymuşsun. Cengiz'in Müslümanlara yaptığı zulmü bilmiyor musun? Halil Paşa: -Bu Cengiz Müslümandır, demiş. Padişah, söylendiğine göre Enver Paşadan korkuyordu. Ve bir gün hanedanı yıkıp yerine padişah olacağından endişe ediyordu...
"Enver Paşa, Enver Beyi boğdu" Süleyman Nazif
"Bir subay, dürüst, fedakâr ve kahraman olmak için fakir olmalıdır. Zengin adam, rahata, sefahata alışan adam, subay olamaz. Vatanı için fedakâr olamaz. Temiz ve asil ruhunu koruyamaz. Bense vatanıma, dinime çok hizmet etmek ve hayatını tertemiz sona erdirmek isteyen bir adamım. Ben zengin olmam."
İttihatçılar gibi önden koşanlar...
Mondros Mütarekesi'nden sonra ve fakat henüz Talât, Enver ve Cemal paşaların kaçmasından önce, bir kısım İttihatçılar, "Her ihtimale karşı son bir savunma tertibatı almak maksadıyla gizlice "Bir İslam İhtilali Komitesi" de kurmuşlardı. Bundan maksat İstanbul'daki yerli Rumların taşkınlıklarına karşı gerekli tedbirleri almaktı, öte taraftan Hidiv'in Dudullu'daki köşkü ve bazı paşaların konakları, Türk milliyetçilerinin teşkilatlanmaları için, birer toplanma mahalli haline gelmişti.
Sayfa 130Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.