Reader Follow Recommendations
·
Not rated
Kurgunun gerçekliği içerisinde kaybolduğum #levanten ile günaydın.
İzmirli bir kızın İngiliz askeri ile kesişen yoluna taş koymayı görev edinen Mısırlı tüccarın gözü karalığında, ışığı bulmaya çalışan umutların hikâyesi “Levanten.”
Yani farklı coğrafyalar, bambaşka kültürün yoğurduğu kişiler, farklı inançların bileşkesi.
Tarihin derinliklerindeki saplantılı tutkular, imkansızlıkların minvalinde cereyan edip akarken 1850’lerin Osmanlı’sındaki hikâye; gerçeklerin derinliğinde kurguyla bütünleşir, adeta dans eder cümleler ve nefessiz bir okuma sunar eline alana…
Geçmişi ince bir dantel zevkiyle işleyen yazar, kurgunun geçtiği dönemi bir bütün halinde gözler önüne serer.
İskenderunlu Ziyad’ın içinde yanan kötülük alevi geçmişinin izlerini yüreğinde taşır. Bir anda karşısıda beliren Leyla’ya saplantılı bir aşkla bağlanır. Oysa Leyla’nın hayalleri bambaşkadır.
Türkiye’ye görevlendirilen Edward’a çıkan yolunda Leyla, tüm imkânsızların ortak paydasıdır artık.
Zıt karakterler, birbirlerine tezat olaylar, farklı kültürler, diller, dinler sarmalının öyküsüdür #levanten , tarih kokan dokusuyla doyumsuz bir okumadır.
Zeynep Taşdelen Tenteoğlu
Alberto Manguel// 
Ayrıntılara Âşık Adam
Farklı, derin bir kitapla günaydın…
Dünyanın ayrıntılarını bütünün içinden seçebilen Vasanpein, küçük bir Fransız kasabasında rutinleri ile yaşar.
Hayat onun için sıradan, o hayat için silik bir kişiliktir.
Ayrıntıları biçimlendirebilen Vasanpein; kitapçı dükkânı işleten Mösyö Kusakabe ile kesişen yolları sonucunda fotoğraf dünyasına adım atar, ancak bu tutkusu sanatın derinliklerine değişkenlik gösterirken gitgide marazi bir hâl alır.
“Herkes sanatçı olamaz ama iyi bir sanatçı her yerden çıkabilir,” düşüncesi ile okuduğum bu kısa metin; “Saplantına saplanıp onun esiri olma,” diyen Manguel imzası taşır.
Farklılığı ile herkes için uygun olacağını düşünmediğim bu derinlikli eseri sevdim.
