Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Suçunu kabul etmek, kurtuluşun ilk adımı sayılır.”Bence, bu sözü Epikuros çok güzel söylemiş: Çünkü suç işlediğini bilmeyen kimse, ıslah olmak istemiyor demektir; kendine ceza vermeden önce, kendini suçüstü yakalamalı insan. Birçokları kusurlarıyla övünürler: Kötülüklerini erdem sayan insanların, kötülüklerine karşı bir çare aradıklarını sanır mısın? Bu yüzden elinden geldiğince kendi kendini yargıla, kendi içinde bir soruşturma aç; önce savcı rolüne gir, sonra yargıç rolüne, en sonunda da avukat ol, hırpala kendin kendini bakalım.
Sayfa 116 - Jaguar KitapKitabı okuyor
Epikuros'un kabristanı bu havalide, Azapta tüm takipçileriyle birlikte, İddia edenler hani ruh da ölür bedenle diye. Bana sorduğun sorunun da çok geçmeden, Verilecek cevabı biz henüz buradayken, O arzunun da hakeza gizlediğin benden.
Reklam
Felsefe birçok insan tipi ve halk yığınlarını ayıran ve dağıtan sayısız yasa koyucu yaratır, farklı üyelerini farklı yerlere yönlendirir, örneğin Pythagoras aracılığıyla müziğe, Thales aracılığıyla astronomiye, Herakleitos aracılığıyla yalnızlığa, Sokrates aracılığıyla sevgi meselelerine, Karneades aracılığıyla kuşkuculuğa, Diogenes aracılığıyla zorlu emeğe, Epikuros aracılığıyla hazza yönlendirir...
* "Çünkü #Epikuros'a göre, pek çok iş kolu, gerçek gereksinimlerinin farkına varamayan insanlarda satın alma arzusunun uyanması için uğraş veriyordu. Dolayısıyla bu insanlar biraz daha kendilik bilincine sahip olsalar ve çok daha basit bir yaşantıyı yeğleseler, tüketim düzeyi iyiden iyiye düşebilirdi."
Sayfa 89 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
1776 yılında ölmek üzereyken arkadaşları onu Edinburgh'da ziyarete geldiklerinde, ölüm döşeğindeyken dine dönmeyeceğini açıkça dile getirdi. Tam tersine. Bir Hıristiyan olan James Boswell, Hume'a öldükten sonra neler olabileceğinden endişelenip endişelenmediğini sordu. Hume ona, ölümden sonra hayatın olacağına dair hiçbir umudunun olmadığını söyledi. Epikuros'un verebileceği şekilde yanıtladı onu: ölümünden sonraki zamanla ilgili endişesinin, doğumundan önceki zamanla ilgili endişesi kadar olduğunu söyledi.
Zira bilge insan, yalnızca az tüketmeyi değil, daha önemlisi, az şeyle yetinmeyi öğrenmiştir. Epikuros
Reklam
Uzak seylere duyulan istek yuzunden yakindakileri asagi gormeyin. Unutmayin ki, bir zamanlar onlar da arzu edilenler arasindaydi. Epikuros
Zira bilge insan , yalnızca az tüketmeyi değil ,daha önemlisi ,az şeyle yetinmeyi öğrenmiştir...(Epikuros)
Epikuros'un hayatı boyunca damla (gut) hastalığından muztarip olması ve bu hastalığın getirdiği büyük acılarla boğuşmak zorunda kalmasından ötürü en büyük iyiyi veya hazzı, acı yokluğu olarak düşünmüş olduğunu söylemek fazla mı psikolojizm olacaktır? Veya Platon'un soylu bir aileden geldiği ve sitenin politik hayatında aktif bir rol oynamak istediği halde Atina demokrasisinin hayatında en saygı duyduğu kişi olan hacası Sokrates'i idam ettirmiş olmasından dolayı demokrasiye düşman kesilmiş olduğunu söylemek aşırı sınıfsal­ psikolojik bir analizde bulunmak mı olacaktır? Peki Sofistlerin ortaya çıkışlarını Yunan sitelerinin hayatında meydana gelen büyük sosyal-si­yasal değişmelerle açıklamaktan daha makul ne olabilir? Ancak öte yandan hazzın acı yokluğu olduğunu söylemek için insanın illa kronik bir hastalıktan muztarip olmasının gerekmediği de açıktır. Başka de­yişle insan, hiç de böyle bir hastalığa uğramadığı halde gözlemleriyle, tecrübeleriyle, aklıyla böyle bir görüşü doğru bir görüş olarak savuna­bilir. Aynı şekilde hocaları Sokrates, Atina demokrasisi tarafından idam edildi diye onun öğrencisi olan bütün soylu aile çocukları da de­mokrasi düşmanı kesilmemişlerdir.
Zira bilge insan, yalnızca az tüketmeyi değil, daha önemlisi, az şeyle yetinmeyi ögrenmiştir.
Reklam
"Sahip olmadıklarını arzulayarak sahip olduklarının tadını kaçırma; şu an sahip olduğun şeyin bir zamanlar sadece umut ettiğin şeyler arasında olduğunu hatırla." -Epikuros
Epikuros'a göre- asıl aradığımız şey özgürlük.
Epikuros'a göre insanın erdemi varsa mutludur, ama erdem başlı başına mutlu yaşam için yeterli değildir. Erdemden bile gelse zevk, erdemin kendisi değildir.
Plotinos dönemin manevi önder, ahlak kılavuzu olan bir Filozofu
Top­lumsal konumları yüksek çok sayıda erkek ve kadın, ölümleri yaklaştığında, tüm servetlerini kendisine bırakarak, erkek veya kız çocuklarının vasiliğini üstlenmesini rica etmişlerdir. Bir bedene sahip olmaktan utanmasına ve tü­müyle yüksek bir ruhsal-zihinsel bir hayat sürmek arzusunda olmasına rağ­men Plotinos'un bu görevleri reddetmediği, söz konusu kişilerin servetleri ve çocuklarıyla titiz ve güven verici bir şekilde ilgilenmiş olduğu bilinmektedir. Öte yandan bu görevleri asıl ilgisini yani tüm hayatını zihne ve onunla ilgili şeylere vakfetmesini engellememiştir. İnsanlara karşı her zaman yumuşak ve kibar davrandığı anlaşılmaktadır: Porfirios, Roma'da geçirdiği 26 yıl boyun­ ca, birçok anlaşmazlıkta arabulucuk etmesine rağmen onun hiç kimseyi ineit­ mediğini ve hiçbir resmi göreviiyi kendisine düşman etmediğini söylemektedir. Böylece Plotinos'un antik çağın son döneminde, Epikuros ve Stoacı­lıkta karşımıza çıkan toplumun bir tür manevi önderi veya ahlak kılavuzu olarak filozof rolünü, en üstün ve başarılı bir düzeyde gerçekleştirdiği anlaşıl­maktadır.
Sayfa 62 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Gerçekten de Epikuros itidalin/ılımlılığın büyük filozofudur. Hazları yasaklamaz, çileciliği salık vermez, ama aşırı hazzın da kendisini tahrip ettiğini hesaba katar. İnsanın bir şeyi nicelik olarak sınırlamayı ve onun niteliğine öncelik vermeyi bildiğinde, ondan daha fazla neşe duyacağını hesaba katar.
Sayfa 21 - Bilge Kültür Sanat
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.