Bir gün gelecek İsrail'e öyle bir tokat atacağız ki; bütün hayatı gözlerininönünden Gazze şeridi gibi geçecek çünkü İsrail laftan anlamaz, İsrail güçten anlar!
Kudüs coğrafi değil imani bir meseledir!
Necmeddin Erbakan Hoca
Bir gün gelecek İsrail'e öyle bir tokat atacağız ki; bütün hayatı gözlerininönünden Gazze şeridi gibi geçecek çünkü İsrail laftan anlamaz, İsrail güçten anlar!
Kudüs coğrafi değil imani bir meseledir!
Necmeddin Erbakan Hoca
Geliyorduk, memleket yanlış yönetiliyordu. Üzerimizdeki baskıları daraldığımız her yerde apaçık bir şekilde görüyor, bütün bu sızıları iliklerimize kadar hissediyorduk. Kötü giden bir dünya vardı, Erbakan Hoca eğer ken-disine bu halk gerekli vizeyi verirse memleketin çehresini değiştirecekti. Ahlak yerini bulacak, hayat yaşanılabilir bir tada kavuşacak, biz de artık sürekli huzursuz, sürekli bezgin şuruh hâlinden kurtulacak, her ne istiyor isek onlara kolayca kavuşacaktık.
Milli Nizam Partisi kurucularından Süleyman Arif EMRE "Siyasette 35 Yıl” adıyla yayımlanan anılarında,
(Erbakan)'la görüşmek isteyen Musa Saffet Bayramaşık isminde (Kripto Yahudi) birisi bana geldi. Kendisi Yahudi iken Müslüman olmuş, mühim konularda söyleyecekleri varmış... Fazla ısrar edince görüştürmek zorunda kaldım. (Erbakan)
Hoca, ben, bir de o var. Söze başladı: “.(Sn. Erbakan) Hoca, beni Amerika'dan Washington'daki dünya Yahudi liderleri, vazifeli olarak size gönderdi. Sizin partinizin gelişmesini dikkatle takip ediyorlar. (Hatta) onlar, sizin partiniz gibi milletiyle bütünleşebilecek, güçlü bir siyasi iktidarın kurulmasını müspet karşılıyorlar. Çünkü böyle olduğu takdirde, Türkiye tabiatıyla, Komünist Rus tehdidine karşı İsrail'i koruyan, bir Çin Seddi vazifesi yapmış olacaktır. Ancak sizden önemli bir istekleri var. Siz her konferansınızda, dünya siyonizmine, masonluğa ve onların yan kuruluşları olan Lions ve Rotary kulüplerine çatıyorsunuz. Bundan son derece rahatsız oluyorlar. Ve bu aleyhteki kampanyadan vazgeçmenizi istiyorlar. Aksi halde partinizi kapatacaklar ve siyasi hayatınıza son vermek zorunda kalacaklar!”
(Erbakan) Hoca cevap olarak:
-Mademki bizim iktidar olmamız onların (Siyonistlerin) arzu ettiği bir şey, o halde hissi sebeplere kapılmayıp, bizim (AntiSiyonist) konuşmalarımızı müsamaha ile karşılamaları gerekir. Böyle bir şeye katlanmaları, sonunda elde edecekleri yararlar karşısında, önemsiz bir fedakârlık sayılır...
Siz hiç bir zaman İslâm'i bakmadınız!
Evet kesinlikle evet ki;
"Siz hiç bir zaman İslâm'i bakmadınız!"
Baksaydınız;
Erbakan'ı bırakıp bu partiye geçmezdiniz,size Müslümanlık ile ilgili varlığı öğreten Erbakan gibi bir müslümana rağmen.
Faiz haram hükmüne muhalefet edildiğinde de sustunuz; Nas var dendi alkışladınız, faiz
Hatıralar tanıdığımız zatları daha iyi tanımamızı sağlayan bir tür. Biliyorsunuz ben de bu türe biraz düşkünüm. Toprağın altındaki tanıdıkları artırma faaliyeti de denebilir. Toprağın üstündekilerden beklenen verim elde edilmeyince bu alana yöneldik diyerek ofansif bir mizah da yapalım..
Neyse, bir konumuza başlayalım.
Ayşe Hümeyra Ökten
Osmanlı, bütün cephelerde Çanakkale Destanı gibi büyük kahramanlıklar göstermesine rağmen bütün dünyaya karşı savaşmaktan bitap düştü. Sevr'i imzalamak mecburiyetinde kaldı.
Sevr, temelde Büyük İsrail projesidir. İngilizler, Filistin'e bu toprakların kendilerinin olması için değil "Arz-ı Mev'ud"a dâhil olduğu için burayı alıp İsrail'e vermek amacıyla geldiler. Siyonizm, Büyük İsrail'i kurmak amacıyla Sevr'i uygulayabilmek için 5 yıl uğraştı. Fakat daha 1919'da Kahramanmaraş'ta Sütçü İmam ve Rıdvan Hoca gibi millî kahramanlar öne çıktı. Ve deyim yerindeyse halk, kazma kürekle Fransızları kovdu. Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıktılar ancak orada da Balıkesirli Hasan Basri Çantay ve Vehbi Çıkrıkçı gibi millî kahramanların öncülük ettiği, büyük bir millî direnişle karşılaştılar. Bu büyük kahramanların oluşturduğu Milis teşkilatları sayesinde bu haçlı güçleri istedikleri hedefe bir türlü ulaşamadılar.
Bunları takiben 23 Nisan 1920'de TBMM'nin ku- rulması ve Anadolu'da işgalcilerin kovulması için topyekûn Millî Kurtuluş Savaşı'nın başlaması üzerine Sevr uygulanamadı.
Erbakan Hoca'yı tanıyınca onları da tanımak nasip oldu. Sonra Nurettin Topçu'yu tanıdım yine karşıma onlar çıktı. İlerleyen senelerde Türkiye'de İslami cemaatler, tarikatlar ve siyasi hareketleri okumayı başlayınca yine kökleri bir dergaha dayanıyordu.
Hasılı okumaya başlayınca Mehmed Zahid Kotku Efendi'ye dair birçok bilgiye