Ben bu olayın içerisinde kasten bir eri öldürme­dim. Benim bu koşullar içerisinde bir eri öldürmek siyasi inancıma terstir. #Erdal Eren
Erdal Eren, davasına inanmış ve halkının çıkarlarını her şeyin üzerinde tutmuş, sembol isim, ideal bir dev­rimcidir.
Reklam
Allah ŞAHADETLERİNİ kabul etsin.
MEKANLARI CENNET OLSUN 2015-2016-2017 YILI TEMMUZ AYINDAN BERİ 1170 VATAN EVLADI ŞEHADETE ERDİ 1-ŞEHİT POLİS MEMURU BÜNYAMİN TORĞUT 2-ŞEHİT POLİS MEMURU OKAN ACAR 3-ŞEHİT POLİS MEMURU FEYYAZ YUMUŞAK 4-ŞEHİT UZMAN ONBAŞI MÜSELLİM ÜNAL 5-ŞEHİT ASTSUBAY MEHMET YALÇIN NANE 6-ŞEHİT POLİS MEMURU TANSU AYDIN 7-ŞEHİT ASTSUBAY İSMAİL YAVUZ 8-ŞEHİT UZMAN
Erdal Eren, aynı zamanda Teoman'ın ailesinin uzak bir akrabasıymış. Eren idam edildiğinde Teoman henüz çocukmuş. Anılarını kaleme aldığı "Faso Fiso" adlı kitabında; "çocuk yaşta, bu olup biteni pek kavrayamadığını" söylüyor. Yıllar sonra her şeyi idrak ettiğinde, Erdal Eren için "Boş ver beni mühim değilim, bu onun hikayesi" diye başlayan bir şarkı da o yazıyor: "Daha on yedi, on yedi, 17'ymiş"
Sayfa 23
"Amman aman, yandım aman kurşun gibi izler, son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda" diyen şarkıyı çoğumuz vedalaştığımız sevgilimizi düşünerek dinleriz. Oysa Aysel Gürel bu sözleri 12 Eylül darbesinin ardından, henüz 17 yaşındayken idam edilen Erdal Eren'in son fotoğrafındaki bakışları karşısında duygularını ifade etmek için yazmış.
Sayfa 23
Erdal Eren'i 68 kuşağı sanan eleman tarih anlatıyor ya kahhar.
Reklam
"Daha on yedi" deyince, Erdal Eren gelir aklıma. Yutkunurum!
“Oysa daha on yedi yaşındayken dünyayı umursamadan yaşayabilmeliydik. Ne de olsa hayat insanlara özgürce yaşamaları için yeterli zamanı vermiyordu.”
Zorla büyütülmüş küçük çocuklar...
Fotoğrafın yaşlanmaya vakit bulamamış, hep çocuk kalacak sahibini hiç unutmadım. Yaşı on yedi, adı Erdal Eren'di.
Umuda Kürtaj Uygulayan Ülke
Denizin boynununa urgan dolamak Mısırın sultanı Yusuf'un adaşı da işkence görür Reşit olmayan ölümler görmüştür memleketim genç fidan Erdal Eren'i. Yurdunu kim sevmişse öldürülmüştür sürgün edilmiştir Ufak eller aç kalmasın diye kalem kitap tutuyor. Meclisteki rey veren kuklalar ortalığı karıştırıyor Emekçi çocuğuna meyve alamıyor Cinayetler güneşten önce doğuyor Ölümler Matemler Kederler Ülkenin tamamını süsler Gazetelerde, ajanslarda ölümler Öldürülürler anneler Katile iyi keyifler.
Erdal Eren'e
Hayatın bir hikayesi varsa bizimki biraz da bu idi işte Ölüm en gencimizden yakaladı, on yedisindeydi Şimdi uzun uzun susuyor belleğini yitiren kim varsa Çağ nedir, unutuş ne; zaman bir iğne deliğinden geçip Darası oluyor birikmiş anıların ve ölümlerin Kekeme bir tarih yazıcısının bize ayırdığı sayfada Kanlı bir nida işaretiyiz, tarihin imlasını bozan ! Yaralı bir nidayız yaşadığımız bu dünyada
Reklam
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir başlık bulamadım
Isparta'nın Darıbükü köyünden fatma'nın 14 Aralık 1931'de asılması ile başlayan ve 40 yıl süren kadın idamlarının 15. ve son halkası Kadriye partici oldu.. Askeri muhtıranın araya girmesiyle Kadriye Partici ve Faik Vartekli'nin ölümü bekleme süresi uzarken 12 mart rejimi, Henüz 14 yaşında bir kadını darağacında asılmış gören Deniz Gezmiş'in canını iki yoldaşıyla birlikte 6 Mayıs 1972'de aldı. 12 Mart 1971'de kesintiye uğrayan demokrasi 9 yıl sonra 12 Eylül 1980'de yeniden Asker postalları ve tank paketleri altında çiğnendi. 12 Eylül darbesi ile başlayan dönemde 517 mahkuma idam cezası verildi. 259 ceza yargıtay'ca onaylandı. Aralarında 17 yaşındaki siyasi mahkum Erdal Eren'in de olduğu 50 ceza infaz edildi. Türkiye'de son 25 Ekim 1984'te gerçekleştirildi. Devrimci yol üyesi Hıdır Aslan "Anayasayı cebren ilgaya teşebbüs" suçundan Burdur Kapalı Cezaevi'nde asıldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin TBMM ve askeri vesayet onaylı idam tarihinden geriye 15'i kadın 697'si erkek 712 ölüm, Henüz alın(a)mamış dersler ve hukuk adına işlenen cinayetlerin kara lekesi kaldı..
Darağacında 15 Kadın
Darağacında 15 KadınTarık Işık · Sözcü Kitabevi · 202231 okunma
13 Aralik 1980 Anisina saygiyla
Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin Unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz Ölü balıklar geçiyor kırışık bir denizin sofrasında Ve ellerinde fenerleriyle benim arkadaşlarım Durmadan düşünüyorum Ne kadar çok öldük yaşamak için.” Onat Kutlar
Erdal Eren anısına...
Elbet bir bildiği var bu çocukların. Kolay değil öyle genç ölmek, Yeşil bir yaprak gibi; Yüreği koparıp ateşe atmak Pek öyle kolay değil. Hem öyle bir ağaç ki ; Şu yaşamak denilen şey, Her bahar yeniden yeniden tomurcuklanır da, Yalnız bir bahar çiçeklenir.
487 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.