Eren Kabakcı

Eren Kabakcı
@erenkaq
2 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Korku
Küçüğe acıyıp acımadığımı sordun, değil mi? Cevabım, artık acımıyorum, olacak. Çünkü bu zor gelse de, cezalandırıldığı andan itibaren içi rahatlamıştır. Asıl dün mutsuzdu, zavallı atı kırıp ocağa attıktan sonra evdeki herkes onu ararken, her an, her dakika bulunacağı korkusuyla yaşıyordu. Korku cezadan çok daha beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa, hafif de, hiçbir zaman belirsizliğinin dehşeti kadar, o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir. Kızımız da cezası kesinleşir kesinleşmez hafifledi. Ağlaması seni şaşırtmamalı, bu sadece bir boşalmaydı, önceden baskı altında içinde duruyordu. İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır. O eğer çocuk olmasaydı veya içini en gizli noktasına kadar görme olanağımız olsaydı, inanıyorum ki aldığı cezaya ve döktüğü gözyaşlarına rağmen, dün olduğundan çok daha hoşnut olduğunu görürdük. Oysa dün, görünürde kaygısızca ortalıkta dolaşıyordu ve hiç kimse onu suçlamıyordu.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İki saat sonra kalabalığın içinde, sinemadan bir dar sokağa çıkan sanki başka birisiydi. Düşünüyordu: "Çağımızda geçmiş yüzyılların bilmediği, kısa ömürlü bir yaratık yaşıyor. Sinemadan çıkmış insan. Gördüğü film ona bir şeyler yapmış. Salt çıkarını düşünen kişi değil. İnsanlarla barışık. Onun büyük işler yapacağı umulur. Ama beş-on dakikada ölüyor. Sokak sinemadan çıkmayanlarla dolu; asık yüzleri, kayıtsızlıkları, sinsi yürüyüşleriyle onu aralarına alıyorlar, eritiyorlar."
Sayfa 24 - can yayınları
Ölenlerin ölü taklidi yaptığını düşünüyordum ben o zaman. Yaşayanların yaşıyor taklidi yaptığını hissediyorum şimdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bazen etrafımızda o kadar esrarlı bir hadise olur ki ince teferruatına kadar bunu sezeriz, fakat hiçbir şey idrak etmeyiz; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh her şeyi anlar, fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar.
Daha önce haklıydım, şimdi de haklıydım, her zaman da haklı olmuştum. Şimdiye kadar böyle yaşamıştım, başka türlü de yaşayabilirdim. Şunu yapmıştım, bunu yapmıştım. Bir şeyi yapmamıştım, başka bir şeyi yapmıştım. Ne fark ederdi? Bütün bu zaman boyunca bu dakikayı ve haklı çıkacağım bu şafak vaktini beklemiştim sanki. Hiç, hiçbir şeyin önemi yoktu; ve ben bunun nedenini biliyordum. O da biliyordu. Sürdürdüğüm bu saçma hayat boyunca geleceğimin derinlerinden, henüz yaşanmamış yıllardan, karanlık bir soluk bana doğru yükseliyordu ve bu soluk geçtiği yol boyunca yaşadıklarımdan daha gerçekçi olmayan yıllarda bana sunulan ne varsa hepsini eşitliyordu. Başkalarının ölmesinin, bir annenin sevgisinin ne önemi vardı, onun Tanrısından, seçilen hayatlardan, yazgılardan bana neydi…
Sayfa 108 - can yayınlarıKitabı okudu
Reklam