Sahipsiz bir kentin
Alfabesi bozuk satırlarında yaşıyorum seni
Bu şehirde kimse kalmamış ki
Koca şehir içimdeki boşluk sanki
Kaldırımlar yokluğunu anlatıyor
Duvar boyaları ise terk edilmişliği
Yollar sensizliğe götürüyor
Her adımda yokluğuna yaklaşıyorken
Kendimden sensizce uzaklaşıyorum
Ben uğruna ölüyorken
Sen yaşamazlıktan geliyorsun
Sana aşk misali tapıyorken
Sen tüm inançlarımı yok ediyorsun
Ve bunlara ayrılık süsü veriyorsun
Susuyorum sanki büyük bir meziyet gibi
Bakışlarıma çarptığında sen de susuyorsun
Oysa son bir şey demeni beklerken
İçimdeki sessizlik çığlık atıyor
İçinden geçerken
Tüm şehir birden ayaklanıyor
Ben sensizliğime kapaklanırken.
Susuyordun
Sanki her şeyimi geri getirmek pahasına
İstediklerim sadece gözlerinde gizliydi
Oysa sen her şeye inat susuyorsun hâlâ
Sessizce yanan sigara dumanının altında.
Gözyaşlarıyla biten bir gecenin
Karanlık sabahında ayrıldık seninle
Ne git diyebildim sana
Ne de kal diyebildim benimle
Kelimeler düğümlendi boğazıma
Sen de sadece kendine iyi bak diyebildin
Oysa sen yanımda yokken
Ben nasıl kendime iyi bakabilirdim
Vedalaşmayı bile kısa kestik seninle
Nasılsa yakında görüşeceğiz diye
Gidişinden bir yıl geçti
Ben yine o yerdeyim
Kim bilir belki dönersin diye
Ama sen bana inat hâlâ yoksun
Hangimiz yalan söyledi
Bu ayrılık uzun sürmeyecek derken
Hangimiz sözünde durmadı da
Ayrı düştük kavuşacağız diye yemin ederken
Sahi ayrılığımız kime yaradı
Kimdi biz ağlarken gülen
Ayrılığı bile doğru dürüst beceremedik
Herkes güldü biz boğulurmuşçasına ağlarken
Bugün ayrılığımızın doğum günü
Kutla şimdi nice mutlu ayrılıklar diye!