Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ERHAN KENAR

ERHAN KENAR
@erhankenar
Zaten saatle insanı birbirinden pek ayıramazdı. Sık sık "Cenab-ı hak insanı kendi sureti üzerine yarattı; insan da saati kendine benzer icat etti..." derdi. Bu fikri çok defa şöyle tamamlardı: "İnsan saatin arkasını bırakmamalıdır. Nasıl ki, Allah insanı bırakırsa herşey mahvolur!" saat hakkında düşünceleri bazen daha derinleşirdi: "Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki zaman ve mekan, insanla mevcuttur!"
Sayfa 32 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Savaş siyaseti derki: Sesli komutlar duyulmaz, onun için davullar vardır. Herkes birbirini göremez onun için flamalar vardır.
Sayfa 20 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Eskilerin iyi savaşçıları önce yenilmezliği sağlar, ondan sonra düşmanın yenilebilirliğine bakardı. Baş edilemezlik kendimize, baş edilebilirlik düşmana bağlıdır. Bu nedenle iyi bir savaşçı yenilgiye uğratılamayacağı koşulları yaratabilir, ama düşmanı yenilgiye uğratacak koşulları yaratamaz. Onun için zafer önceden görülebilir ama yaratılamaz.
Sayfa 11 - İş bankası yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ama Parti bu konuda çiftdüşün ilkelerine bağlı kalarak birkaç basit kuralı uygulayıp, proleterlerin tıpkı hayvanlar gibi doğuştan düşkün yaratıklar olduğunu, o yüzden de baskı altında tutulmaları gerektiğini savunuyordu. Aslında proleterler hakkında pek az şey biliniyordu. Çok fazla şey bilmeye de gerek yoktu.Çalışmayı, üremeyi sürdürdükleri sürece, başka ne yaptıklarının bir önemi yoktu. Kendi başlarına bırakıldıklarında, Arjantin ovalarına salıverilmiş sığırlar gibi, doğal buldukları bir yaşam biçimine geri dönmüşler, bir anlamda atalarının yolundan gitmişlerdi. Doğuyorlar, sokaklarda büyüyorlar, on iki yaşında çalışmaya başlıyorlar, güzelleşip cinsel isteklerinin uyandığı kısa bir gelişme çağının ardından yirmisinde evleniyorlar, otuzunda orta yaşlı insanlar olup çıkıyorlar, altmışına geldiklerinde de ölüp gidiyorlardı. Ağır koşullarda çalışmaktan, boğaz kavgasından, komşularla didişmekten, sinema, futbol, bira ve en önemlisi de kumar yüzünden kafalarını çalıştırmaya fırsat bulamıyorlardı. Onları denetim altında tutmak hiç de zor değildi. Düşünce Polisi'nin aralarına saldığı birkaç ajan asılsız söylentiler yayıyor, tehlikeli olabileceği düşünülenleri saptayıp etkisiz kılıyordu; ama onlara Parti ideolojisini aşılamak için bir çabada bulunulmuyordu. Proleterlerin güçlü siyasal düşüncelerinin olması istenen bir şey değildi. Onlardan tek istenen, çalışma saatlerinin uzatılmasını ya da tayınların kısıtlanmasını kabullenmeleri gerektiğinde kışkırtılabilecek ilkel bir yurtseverlikti.
Savaş Barıştır Özgürlük Köleliktir Cahillik Güçtür.
Sayfa 16 - Can YayınlarıKitabı okudu