Özenme, kıskançlık, hırs ve her tür aç gözlülük, bunların hepsi tutkudur. Oysa sevgi zorla değil, sadece özgürlük içinde gerçekleşebilecek, insana özgü güçlerin açığa çıktığı bir eylemdir.
“Arzuladığımız birçok şeyin temelinde kişiliğimizin güçsüz yanları gizlidir. Arzular, bu eksikliği gidermek ve dengelemek için doğarlar. Böylece rüyalarda şöhretli, güçlü ve herkes tarafından sevilen biri olduğumuzu görürüz.
Bazı rüyalarımızın temelinde ise bizim en değerli ve en önemli hedeflerimiz ile arzularımız yer alır. Dans ettiğimizi ya da uçtuğumuzu görmemiz veya ışıklar şehrini izlememiz, çevremizin sevdiğimiz dostlarla sarılması, belki uyanık halimizde bile fark edemediğimiz yüce yanlarımızın ortaya konulmasıdır. Rüyalarımız, bu hedeflerin ve yüceliklerin gerçekleşebilir nitelikte olduklarını gösterirler. Bunları ilk olarak rüyasal fanteziler biçiminde görürüz. Ama sonradan bilinçli eylemlere dönüşmeleri de mümkündür.”