Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Erkeğin, bilinçaltında, kadınsız yaşayamayacağından kork­tuğuna inanıyorum. Kadınına karşı geliştirdiği güçlü bağlan­manın dışında çoğu kez yalıtılmış, yabancılaşmış bir insandır. Çok az yakın erkek arkadaşı vardır. Diğer kadınlara ilgisini bastırmakta ve çocuklarına pasif, katılımsız bir baba olmak­tadır. Bütün ihtiyaçları kadınına yöneliktir. Buna karşılık bir kadın erkeğini kaybettiği zaman bile onu besleyecek başka yakın ilişkilere sahiptir: çocukları ve diğer kadınlar. Erkeğe da­ha az bağımlı olması nedeniyle, başka bir erkek olsa da olmasa da ayakta kalmayı başarabilmektedir.
Reklam
Yaygın bir kültürel mite göre kadın-erkek ilişkisinde kadın daha bağımlıdır. Erkeğin coşkusal açıdan sığ olduğu ve bir kadınla derin, yakın bir duygusal ilişki kuramadığı söylenir. Ne var ki klinik deneyimleri, bu “sığlığın,” erkek tarafından kendi duyarlığını ortaya vurmaktan kaçınmak için kullanılan bir öz-koruyucu araç olduğunu düşündürmektedir. Yani, erkek, kadına yönelik yakınlık duygusuna ve bağımlılığa direnir, çünkü kadın bir kere bilinçaltı savunmasını aştığı an, erkek, derin ve neredeyse tam bağımlılık derecesinde kadına bağlanır. Özellikle ilk evliliklerde birçok erkek bilinçsizce, anneleriyle olan türden il­kel bir bağımlılık ilişkisi aramakta ve beklenmedik bir şekilde memeden kesilen bebek gibi, bu rahatlık kaynağından olunca öfkeye kapılmakta ve umutsuzluğa gömülmektedir.
Erkek, kendini inkar ederek kendini kontrol eder.
Özünde erkeklerin tamamı, iyi çocuklar gibi davrandıklarından emin olma sorumluluğunu verdikleri anne figürleriyle evlenmektedir. Boşandıktan sonra bile birçok erkek bağsız geçecek birkaç yılın özgürlüğüne dayanamayacak gibi gözükmektedir. Bunun yerine, telaş içinde yeniden evlenirler ya da bir başka bağlayıcı ilişki kurarak olgun olduklarını kanıtlamaya çalışırlar
Kültürümüzde genç erkek, cinsel arenada meydan oku ve fethet parolasıyla şartlandırılır. Genç akranları tarafından, olabildiğince çok kızla "birlikte olma" beceresiyle pekiştirilir. "Sağlıklı" olsun ya da olmasın, bu onun toplumsal mirasıdır: mücadele ettiği, cesurca üstesinden gelmeye çalıştığı ve kendinden nefret etmesine yol açan bir miras. Öte yandan geleneksel olarak kadınların çoğu cinselliği, kalıcılığa ve evliliğe giden bütünsel bir sevgi ilişkisinin bir parçası olarak görmeye koşullandırılmaktadır.
Reklam
735 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.