Aşk savaştır yöntemlerinden biri, cinsiyetlerin birbirine ölümcül nefreti yatar temelinde. Bir kadının nasıl iyileştirileceği, kurtarılacağı sorusuna verdiğim yanıt işitildi mi? Ona bir çocuk yapılır. Kadına çocuklar gerekir, erkek her zaman araçtır: böyle söyledi Zerdüşt. Kadının özgürleşmesi bu içgüdüsel nefretidir. Kusurlu yani doğuramayan kadınların gelişkin olanlara karşı, erkeğe karşı mücadele her zaman bir araç, bir bahane, bir taktiktir. Kendilerini kendinde kadın olarak, üstün kadın olarak, idealist kadın olarak yukarı çıkarmak isterken, kadının genel rütbe seviyesini indirmek isterler. Bunun en güvenli araçları da lise eğitimi, pantolon giyme ve oy kullanma hakkıdır. Aslında özgürleşmiş kadınlar en düşük içgüdüsü intikam olan bengi kadınlar kestirmeden gelmişler dünyasındaki anarşistlerdir.
Tarih boyunca, kadının yeri/rolü/biyolojik kaderi olarak tanımlanan annelik, kadınları baskılamak, ötekileştirmek, kısıtlamak ve erkek egemen düzeni devam ettirmek için çok uygun bir araç olmuş; anneliğin bir ideoloji haline getirilmesinde, "annelik içgüdüsü" adı verilen ve annelerin çocuklarını kayıtsız şartsız ve tek tip bir şekilde sevmeleri gerektiğini buyuran "koşulsuz sevgi" kavramıyla süslenen bir mitin ortaya atılması büyük rol oynamıştı.
Reklam
Aşk savaştır yöntemlerinden biri, cinsiyetlerin birbirine ölümcül nefreti yatar temelinde. Bir kadının nasıl iyileştirileceği, kurtarılacağı sorusuna verdiğim yanıt işitildi mi? Ona bir çocuk yapılır. Kadına çocuklar gerekir, erkek her zaman araçtır: böyle söyledi Zerdüşt. Kadının özgürleşmesi bu içgüdüsel nefretidir. Kusurlu yani doğuramayan kadınların gelişkin olanlara karşı, erkeğe karşı mücadele her zaman bir araç, bir bahane, bir taktiktir. Kendilerini kendinde kadın olarak, üstün kadın olarak, idealist kadın olarak yukarı çıkarmak isterken, kadının genel rütbe seviyesini indirmek isterler. Bunun en güvenli araçları da lise eğitimi, pantolon giyme ve oy kullanma hakkıdır. Aslında özgürleşmiş kadınlar en düşük içgüdüsü İntikam olan bengi kadınlar kestirmeden gelmişler dünyasındaki anarşistlerdir
Sayfa 49 - İş Bankası Kültür Yayınları
Doğa Karşısında Hayranlık
Eğer yaratan bir Tanrı varsa, erkek olsun, kadın olsun ya da hangi zamirle anılıyor olursa olsun, hiçbir şey bilmeden ve anlamadan tapan kalın kafalı birini tercih eder mi? Yoksa, taraftarlarının gerçek evrene bütün giriftliği ile hayranlık duyanını mı tercih eder? Bence bilim, hiç olmazsa kısmen, bilgiye dayalı tapmadır. Benim derin inancım şu ki geleneksel anlamda bir tanrı varsa o takdirde bizdeki merak ve zeka bu tanrı tarafından bahsedilmiştir. Evreni ve kendimizi keşfetme tutkusunu bastırırsak bahşedilen bu armağanları takdir etmekten aciz duruma düşeriz. Öte yandan, eğer geleneksel türde bir tanrı mevcut değilse, o takdirde, merakımız ve zekamız son derece tehlikeli olan bir dönemde hayatta kalmamızı sağlayan araç gereçler olacaktır. Her iki durumda da öğrenme müteşebbisliği bilimle uyum içindedir; dinle de uyum içinde olmalıdır ve bu insan türünün gelişip iyileşmesi için şarttır.
Sayfa 33 - Altın KitaplarKitabı okudu
Faşizm ve sömürgecilik istediği anda, istediği şekilde o erkeğin namusuna el atabilir, onunla oynayabilirdi. Buna karşılık o erkeğin yapabileceği hiçbir şey yoktu. Bu çarpık Namus anlayışı,tarih boyunca kadının sırtında bir yük onu boyunduruk altına almaya yarayan bir araç olmaktan öte bir rol oynamadı. Daha kendinin sahibi olmayan erkek, kendini başkasının namusunun sahibi olarak görebilecek kadar çarpık bir bilinç Dünyası oluşturmuştu kendine.
Benim birileri okusun diye yazma alışkanlığım hiç olmadı içimde bir yerde Nedenini bilemediğim ve birçok insanda benzerini gördüğüm bir itkiyle bir şeyler yazdım yazıyorum okudukça da görüyorum ki yazmak bir anlamda buluşmakmış aynı sıkıntıları aynı endişeleri aynı umutları paylaşanların buluşması zamanları farklı olsa dahi Tecrübelerime
Reklam
255 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.