Women Without Men-Erkeksiz kadınlar
"Nedir insanların içindeki bu açlık? Bu her şeyi yutma arzusu? Işık…Hava…Sessizlik. Şimdi bahçe çark ediyor ve parçalanıyor altında bu büyük ağırlığın. Hastadan farkı yok. Ve, ne gidebilmek mümkün ne de rahat kalabilmek burada"
KÖTÜLÜK SİMGESİ OLARAK KALACAKSINIZ Ne yaparsanız çaresiz Kendinizden sonraya kalmayacaksınız Zaman yenecek sizi O telaşsız bilge, o silahsız güç Silecek yüzünüzden kibrinizi Hükmünüz ömrünüzle sınırlı olacak
Reklam
HAREM, ZIBIK, MAHİR ÜNAL ve CUMHURİYET
Osmanlı devletini yöneten bir kişiye yani padişaha hizmet amaçlı tutulan, yüzlerce genç kadının erkeksiz biçimde iç içe koyun koyuna yattıkları haremde elbette ki cinsel arzular kaçak yollardan karşılanmaya çalışılmıştır. Bu yüzden de haremdeki cariyeler öbür hizmetçi kadınlar (kalfalar) zıbık denilen yapay erkek organı da kullanmak dâhil her yolu denemişlerdir. Bunlar arasında ortaya çıkan seviciliğin şiddetle cezalandırıldığı biliniyor. Ayaklarına taş bağlanıp denize atılarak boğulan binlerce adsız cariyeden rahatlıkla söz edilebilir. Dolayısıyla bizler, Mahir Ünal gibi sapık padişah ve hükümdarlardan yana olamayız. Bizler, cinselliklerini yaşadı diye sapık padişah ve hükümdarlar tarafından, ayağına taş bağlanarak denize atılan masum kadınlardan yanayızdır. Bizler kimsesizlerin sesi cumhuriyetten yanayız. Cumhuriyet, bir devrimdir; 600 yıllık feodal bir devleti yıkarak kurulmuştur. Bu devrime önderlik eden Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, Cumhuriyetçiliği bir devlet hükümet biçiminin ötesinde, ortaçağdan yani İslam’dan köklü bir kopuş olarak açıklamışlardır. Atatürk ''Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz'' derken. Cumhuriyetin siyasi devrimin ötesinde bir toplumsal devrim olduğunu işaret eder.
Ne Bir Erkek Kadınsız, Ne De Bir Kadın Erkeksiz Olabilir, Doğanın Uyumu Daim Olsun.. Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun! 💕
Ne yaparsanız çaresiz. Kendinizden sonraya kalmayacaksınız. Zaman yenecek sizi. O telaşsız bilge, o silahsız güç. Silecek yüzünüzden kibrinizi, Hükmünüz ömrünüzle sınırlı olacak.. Öldüğünüz gün unutulacaksınız. Yıkıntılar kalacak ardınızda yalnız, Yaşarken, korkunun ağır gölgesiyle. Örtüp sakladığınız, Sindirip susturduğunuz, İncinmiş onurlar, bunalmış öfkeler, Düşler ve acılardan oluşmuş, Yıkıntılar kalacak. Babasız çocuklar irkilecek evlerde, Oğulsuz anneler, erkeksiz kadınlar, Açık yaralardan bir ayaz gibi. Geçtikçe adınız acılı konuşmalarda Soğuk bir ürperti gezinecek. Evlerin camlarında, Mezarlara hapislere uzanan, Yaralı tarihinde bir ince düşüncenin. – Bir güzel ülkenin, o iyi insanların, Kötülük simgesi olarak kalacaksınız.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Günümüzde kadınlar erkeksiz yaşayabileceğine inandırılarak yalnızlaştırılmaya çalıştırılıyor .
Reklam
38 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.