Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erlin

Erlin
@erlin
SPIRITÜEL YAŞAM KOÇLUĞU
Lise
izmit
1985
56 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Rezonans Kanunu
Rezonans Kanunu her zaman evet der. Yasa her zaman inancınızı onaylar Asla size karşı çıkmaz Örneğin hayatınızın hiçbir önemi olmadığına ya da derin bir anlamı olmadığına inanırsanız. sonuçta aynen bunları elde edersiniz. Eğer yasanın size gerçek ve derin bir aşk hem içten hem de dıştan gelen bir zenginlik ve para getireceğine inanırsanız, hayatınızın evrensel ve derin bir anlamı olduğunu düşünürseniz tam olarak bunları bulursunuz. Rezonans Kanunu'na göre, hayatınızda bundan başka bir şey gerçekleşemez.
Koridor yayıncılıkKitabı okuyor
Reklam
Bazen gitmek gerek, hiç görmediğin yerleri görmek için... Bazen her şeyi unutmak gerek, en sevdiğin şarkıyı silip ilk defa duyuyormuş gibi dinlemek gerek. Sevmek gerek, sanki hiç o acıları tatmamış gibi yeniden tanışmak gerek. Yardım etmek gerek, bazen de yardım edilmesine izin vermek gerek. Yaraların derin de olsa dikiş atılmasına izin vermek gerek. İçindeki merhamet seni sen yapan şey olsa da, bazen merhameti bir kenara bırakman gerek. Kalbini bazen kilitleyip saklamak gerek, bazen de gül bahçeleri sunmak gerek. En önemlisi “ah” almamak gerek. Gün gelecek, herkes buluşacak ya öbür tarafta. Ben sırf seni öte tarafta görmeyeyim diye hakkımı helal ediyorum. Ama sana tek bir cümle edeceksem, yüreğimden geçirerek şunu söylemek istiyorum: KIRDIĞIN YERDEN KIRIL! Kırdığın yerden kırıl sevgilim, kırdığın yerden kırıl.
Tanrı'nın seninle birlikte yürüdüğü- nü, hatta senin içinde olduğunu kendine güvenle söy leyebilirsin. Ebedi ve ezeli Olan, tüm evreni yaratan ve her şeyi yerli yerinde tutan, tüm aklın ve tüm ener- jinin kaynağı olan O, senin içinde ve tüm varlığını de- vamlı olarak yeniliyor. O, yaşamın için belirlediği kendi amacının sende yerine getirilmesi için senin içinde yaşıyor!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Benliğe dayanan düşünce ölüm, Ruha dayanan düşünceyse yaşam ve esenliktir
"Sen ruhunda gereksinim duyduğun şeyin kölesisin."
Reklam
Babasının gölgesinde yaşayan çocuklar asla büyüyemezler.
Dostoyevski "İnsancıklar" adlı kitabında: "Çok tuhaftı, ağlayamadım. Ama ruhum paramparça olmuştu." diyor. İnsanın içine atmasının, güçlü görünmeye çalışmasının en yorucu hali bu olsa gerek...
Birinin kızdığını hissedebilirim. Ama daha yakından bakarsam, korktuğunu, endişe duyduğunu, yalnız ve suçlu hissettiğini görebilirim. Kızgınlığının sadece bir dışa vurum olduğunu anlar, kızgın değil de acı çeken bir insan olduğunu fark edebilirim.”
Çünkü O, güneşini hem kötülerin hem iyilerin üzerine doğdurur; yağmurunu hem doğruların hem eğrilerin üzerine yağdırır"
Dostoyevski’nin Ecinniler adlı romanında Kirilov şöyle diyordu: “İnsan mutsuzdur, çünkü mutlu olduğunu bilmemektedir. İşte mutsuzluğun nedeni bu. Eğer bunu bir bilecek olsa hemen o anda mutlu olacaktır.“
Reklam
Kitaplardaki romantik aşklar, güzellikler ve yüce hayat gerçeğe dönüşüyordu. Düş gücünün kuytularından çıkan hayallerinin yavaş yavaş hayata geçmesini görme bahtiyar ligina erişen bir insanın yaşadığı o nadir mutluluk anlarının tadını çıkarıyordu.
Sayfa 20 - Kültür yayınlarıKitabı okudu
İkinci gece ruhuma seslendim. “Bitkinim, ruhum, gezginliğim, kendimi kendi dışımda arayışım çok üzün sürdü. Şimdi onca olay geçtikten sonra başımda hepsinin ardında seni buldum..”
Bizi yenebilecek olanın sadece biz olduğunu, bizi yıkabilecek olanın da sadece biz olduğunu görelim.Eski bir hatırayı sakladığımız yerden çıkarır gibi vazgeçtiklerimizin arasından önce kendimizi çıkaralım. “Kendini bulan kişi aramaya başlamış demektir.”
Roman-Edebiyat · 1g · Okudu "Papaz'ın görevi insanları ölüme hazırlamaktır, zira eğer insan ölümünden artık korkmayacak olursa, yaşam onun için kolaylaşır.."
Sayfa 69
Yaşamı gerisinden bir yerden izlediğini anlar gibi oluyordu.
Adem seçimini yaptı. "işte tek bir suç tüm insanlığın mahkumiyetine yol açtı" pavlus Bu sözlerine şunu ekler : "günah bir insan aracılığıyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi"
Reklam
İnsan yaptığı her plan kurduğu her uygarlık sonunda başarısız oluyor ve işler hep haksızlık ve kötülükle dolu olduğundan kalıcı olamıyor şu anda çevremizde bulunan haberler dünyayı doldurmuş günahların en dokunaklı tanıklarıdırlar.
Sayfa 55 - haberciKitabı okudu
Dünyaya ışık geldi, ama insanlar ışığın yerine karanlığı sevdiler. Çünkü yaptıkları işler kötüydü. Kötülük yapan herkes ışıktan nefret eder ve işleri açığa çıkmasın diye ışığa gelmez. Hz. İsa 
Rab Allah bir sözde ışığı yarattı ve onu gündüz diye aydınlatarak karanlıktan ayırdı 2 günde Tanrı dünyayı saran suları ikiye ayırıp yeryüzünü koruyacak bir Çardak olsun diye gökyüzünü yarattı üç günde ise yeryüzünde toplanan Engin sularına sınırlar belirleyip karadan ayırdı ve böylece kıtalar ve okyanuslar oluştu aynı günde rab'' karaya kaplayan bitkileri meyve veren ağaçları ve her türlü otu yarattı 4 günde tarla yer yüzünü aydınlatacak zamanın şeklini ve durumunu işaretleyecek olan takvimi ve mevsimleri diyecek Gök cisimlerini ve yerleştirdi 5 günde rab Engin suları dolduracak Deniz yaratıklarını ve canavarları yarattı aynı zamanda göklerde uçacak kuşları ve onları türlerini yarattı 6 güne gelince rap karada yaşayacak her türlü evcil ve yabani hayvan ve sürüngen türleri yarattı
Kutsal kitaba göre Aden bahçesi içerisinden 4 büyük ırmak akıyordu pişon, gihon, Dicle ve Fırat nehirleri. Tanrı adem'i Aden bahçesine yerleştirdikten sonra bahçeye bakması ve tüm hayvanlara adlandırması için onu görevlendirdi.
 "Bazı ruhlar doğuştan yaralıydı. Nefes alırken ağlaması,durup dururken bir yerlere dalıp,ruhunu siyahın derin boşluğuna teslim etmesi, sessiz,sakin ve yorgun bir kişiliğe sahip olması için herhangi bir olay yaşaması gerekmezdi... Çünkü bazı ruhların külleri uçuşurdu kırık kalplerinden yeryüzüne sızan rüzgarlarda, kirpiklerine kadar acırlardı ama gıkını çıkaramazlardı."
Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.
Reklam
“Umrumda olan şeyler her geçen gün azalıyor.” - Şeker Portakalı
Victor Hugo, Sefiller kitabını şöyle bitiriyor: "ölmek bir şey değil, yaşamamak korkunç."