Erman

Erman
@ermanerdem1
İnstagram @okunacaklarlisteniz
376 syf.
·
Puan vermedi
“Ben de seni tanıyana kadar korkağın biriydim” Martin Eden kitabından sonra beklentimi müthiş arttıran Jack London, Deniz Kurdu ile yine kendine hayran bıraktı. Denizcilik geçmişi romanlarında o kadar belli ki yazarın, birkaç kitabını daha okursam benim de bir şeyler öğreneceğim kesin :) Varlıklı bir aileden gelen Humphrey Van Weyden, bir kaza sonucu ‘hayalet’ adlı geminin kaptanı ‘Wolf Larsen’ tarafından kurtarılır ve kendi istemi dışında gemide tayfa olarak göreve başlar. Wolf Larsen yani Kurt Kaptan gücü ile gemide tartışmasız hakimiyet kurmuştur ve Hump’ı da gücüyle sonuna kadar kendine esir etmiştir. Wolf Larsen için güç ne kadar önemliyse ahlak, etik, ruh gibi şeyler tamamen önemsizdir, bununla alakalı Hump ile sayısız kere tartışırlar. Wolf materyalizm i savunmaktadır, gemide olsa da okumuştur, araştırmıştır ve hayat ona her zaman güçlünün güçsüzün üstünde söz hakkı olduğunu öğretmiştir. Hump ise romanda resmen evrim geçiriyor. Gemiye alındığında korkağın teki olan, geminin aşçısından bile korkan, gemicilikle alakalı bilgisi hiç olmayan, sadece kitap okumuş Hump, romanın sonuna doğru ne hale geldiğini söylemem pek doğru olmaz ama okudukça bu dönüşüme şahit olmak inanılmaz zevkli. Son olarak yazar Jack London bizi öyle güzel bir gerçekçiliğe çekiyor ki gemi ya da fok avı hakkında bir şey bilmeseniz de yazar dengeyi kuruyor ve sizi kendine hayran bırakıyor. Denizcilik hakkında çok bilgiye hakim olması kadar bunları yazıya bu denli akıcı dökmesi çok güzel. Keyifli okumalar
Deniz Kurdu
Deniz KurduJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 20146bin okunma
Reklam
280 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Oscar Wilde kendi kitabı için “Basil Hallward, olduğumu sandığım kişidir. Lord Henry, insanların ben olduğumu sandığı kişidir. Dorian ise belki başka çağda benim olmak istediğim kişidir.” diyor. Öyle etkileyici bir kitap ki hem dönemini eleştirmesi bakımından hem de Dorian üstünden verdiği cinsel yönelimi ile alakalı verdiği mesaj ile mücadelesini gösteriyor Oscar Wilde. Dorian narşist bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Ressam Basil’in portresini yapmasıyla kendine olan beğenmişliği, kibri daha çok ortaya çıkıyor, hayran kalıyor kendine. Basil Dorian Gray’e karşı hisleri olan biridir. Tabloyu gören Lord Henry’nin iltifatları ile kibrine yenilen Dorian isyan ederek “hep genç kalsam da tablodaki ben yaşlansa” diyerek kitapta belirttiği gibi “güzelliğini kaybetmez ama ruhunu şeytana satar…” Portreyi eve götürdüğünde fark eder ki portresinde değişimler başlar. Genç hali değişmez, yaşlanır ama o görünüşüyle, duruşuyla, konuşmasıyla herkesi kendine hayran bırakan eski Dorian gider ve yıllar geçtikçe kendisinden kaçınılır bir adam haline gelir. Görüntüsü aynı olsa da ruhunu şeytana satması ona kötü şeyler yaptırır. Lord Henry karakteri kitapta çok ilgi çekici, Dorian ya da ressam Basil ile yaptığı konuşmalar galiba hep içimizde olupta söyleyemediğimiz, yanlış da olsa günah da olsa hep içimizdeki hedonist kişiliği ortaya çıkaran bir karakter. Alıntı yazılacaksa onun her bir sözü gerçekten etkileyici alıntı olurdu. Keyifli okumalar dilerim
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201874,2bin okunma
348 syf.
·
Puan vermedi
“Hayır, özgür değilsin, dedi. Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden biraz daha uzun; hepsi bu kadar! Senin patron, uzun ipin var, gidip geliyor, kendini özgür sanıyorsun.” Benim de hayranı olduğum Nietzsche’nin hayranı olan Nikos Kazancakis’in eseri Zorba ile sizlerleyim. Okurken zor günlerden geçtiğimiz için zorlansam da verdiği tat lezizdi. Çünkü ben de kitap yazmak istesem bu konuları yazardım diye düşünüyorum. Belki de bunu yazarken bile Zorba kadar cesur olamadığım için hayal kırıklığı yaşıyorum kendimce. Anlatıcı ‘Patron’ diğer adıyla ‘Kağıt Faresi’ bizi Zorba ile tanıştırıp Girit adasına yolculuğa çıkarıyor. Beraber Zorba ile iş kuran Patron işleri Zorba’ya devrederek hayat hakkında anlam arıyor. Peki Zorba kim? Zorba; olmak isteyipte olamadığımız, bazen yanlışları olsa bile yanlışıyla kendini sevmeyi öğrenmiş, çok yönlü, sorgulamayı bilen, özgür olmak isteyen 65 yaşında tutkulu bir adam. İnsanın özünü bildiği için, insandan hem tiksinen hem de yeri geldiğinde insanı kutsayan biri. Patron ise okuduğu kitaplarda hayatın anlamı arayan, tatmin olmadıkça Zorba’nın sohbetine sığınan, korkağın teki dersem herhalde ağır olmaz. Okudukça Patron’da zaman zaman kendimi gördüm. Bunu kötü anlamda değil de özeleştiri olarak söylemek daha doğru olur bence. Eminim yazar da romanda kendini Zorba olarak değil, Patron olarak tanımlar. Patronların azaldığı, Zorba’ların arttığı bir dünya olması dileğiyle. En azından düşman kim dost kim bilinir ve daha güzel gelecekler bizleri bekler
Zorba
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016,3bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
380 syf.
·
Puan vermedi
Arka kapaktaki yazı; “Bu kitap, kendi bilgi ve görgülerim dışında, bir lokma ekmek için kötü iş şartları içinde zehir gibi bir hayatı yaşayanlardan derlenmiş malzemeyle meydana gelmiştir. Yayımlanmadan önce, çeşitli ırgat, usta, usta yardımcısını toplayarak bir gece sabaha kadar okudum onlara. Dinlediler. ‘Pardon,’ dediler, ‘bu bu kadar olur.’ Bütün anlattıkların doğru. Eksik bile. Çukurova’nın bereketli topraklarında öyle işler olur ki, aklın durur. Sana anlatsak, bir değer beş roman çıkarırsın…” Çok düşündüm ne yazsam da bu kitabı anlatsam. Sonra ilk okuduğum paragrafı yazayım dedim. Belki okumanız için daha etkili olur, belki gerçekleri ‘ülkemizin değişmeyen gerçeklerini’ okumuş olursunuz dedim. Yıl olmuş 2023 ama hala depremler can alıyor, insanlar göçük altında kalıyor. İnsanlar yardım ediyor ama yardım ederken bile ‘yardımlarının doğru yere ulaşıp ulaşmadığını’ bilmiyor. Aslında çok güzel, çok duygusal bir milletiz ama işler kötüye gittiğinde maalesef… Okurken güldüm, gözlerim doldu, düşündüm. Bu kadar saf bir şekilde günümüz gerçeklerini okuduğum için çok mutluyum. Orhan Kemal ile tanışma kitabı olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum. Son olarak bu güzel kitabı bana hediye
Esra Çağaç
Esra Çağaç
ya ve deprem bölgesine hiç düşünmeden oğlunu evde bırakıp yardıma koşan Mert’e teşekkür ediyorum…
Bereketli Topraklar Üzerinde
Bereketli Topraklar ÜzerindeOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20205,9bin okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
·
18 günde okudu
Devlet yönetimini yıkmak için düzenlenen bir komploda adı geçtiği için tutuklanan Dostoyevski’nin hapishane hayatını, gözlemlerini anlatan klasikle sizlerleyim. Dostoyevski suçu itibarı ile kurşuna dizilecekken cezası sürgün ve zorunlu askerliğe çevrilir. Sibirya’da geçirdiği bu 10 yıl boyunca türlü türlü olaylara tanık olmuştur. Roman tadında
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,8bin okunma
Reklam