Ersin Ertuğrul

Ersin Ertuğrul
@ersinertugrul
“Hayat, inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur.”  || Bilge Aliya
İnsanın topoğrafyası
İnsanın topoğrafyasını çıkarmak tabiatin topoğrafyasını çıkarmak kadar kolay değil... İnsanın, dış yüzeyi yani davranışları ve sözleri, farklı etmenlere bağlı olarak değişebilir nitelik taşır. Hem de defalarca ve belkide anlık... İşte düşmeler, takılmalar, yuvarlanmalar, ezilmeler, yaralanmalar, vurgun yemeler, boğulmalar... vb hep bu yüzden. Gördüğünüzü sandığınız engin bir düzlük bir anda dipsiz bir çukura veya sarp bir kayalığa dönebilir. Ve hazırlıksız yakalanmışlığınız(güveniniz) size bedel ödetir..
Reklam
İnsan(lar) bilmecesi, bulmacası üzerine...
İnsanlar da ülkelere benziyor Sınırları var, yüzölçümleri Yasaları var Bayrakları, ilkeleri Kimi dağlık bir arazidir. Kimi kıraç Kimi bereketli Kimi dardır Kimi engin gözalabildiğince Kiminin sınırlarından sıkı pasaport denetimiyle girilebilir. Elini kolunu sallayarak girersin kiminden içeri Sonuçta ne küçümse insanları kızım Ne de önemse gereğinden çok Ama anlamaya çalış Nedir ve ne kadar genişleyebilir yüzölçümleri. || İnsanlar, Ataol Behramoğlu
Küçük yere gelmiş büyük adamlardan korkmayın, Büyük yerlere gelmiş küçük adamlardan korkun.
Ali Şeriati
Ali Şeriati

Reader Follow Recommendations

See All
Düşmanımın düşmanı dostum değildir !
İç dünyası zengin insan tamamen yalnızken, kendi düşünceleriyle ve hayalleriyle eşsiz bir eğlence bulur; öte yandan, ruhsuz biri sürekli dernekten derneğe, oyundan oyuna, yolculuktan yolculuğa ve şenlikten şenliğe koşsa bile, can sıkıntısından kurtulamaz. ||
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
(1788-1860)
Reklam
Yaş 35, yolun yarısı ya da yolu farketmek...
Ne karamsarlik ne pesimizm ne kötümserlik... Hangi dil, kavram veya jargon/argo kelimeye denk geliyorsa, o değil. Bunun adı yaş aldıkça, gördükçe, tecrube ettikçe, tattıkça fark edilen bir tablo... Aslında bu resim hep oradaydı, vakti geldi ve gördük... Kimisi 15, kimisi 25, kimisi 35, kimisi 45 yaşında... Görmeye mani olan şey güçlükle yüzyüze gelmene mani olan şey ne ise o! Bazen haz veren konfor, bazen muhafazakârlığın, bazen sekülerliğin, bazen modernliğin, bazen zenginliğin bazen mevkin/makamın/statün...
Nezaketsizlik ve kabalık; "dobrayım, açıksözlüyüm" şeklinde kamufle edilemez. Ön yargılı olmak; "insan sarrafıyım." şeklinde kamufle edilemez. Ağzı bozuk olmak; "içim dışım bir" diyerek kamufle edilemez. Kibirli olmak; "yüksek bir özgüvenim var." şeklinde kamufle edilemez. alıntı
Kitap okumak, sanatla ilgilenmek, edebi tür ve ürünleriyle hemhal olmak ve modern sanatın son dalı olarak listeye giren, sinema eserlerini takip etmek... Bunlar, insana entelektüel anlamda haz vermenin ötesinde bir işleve ait olmalı. Aksi halde, havada asılı kalan balondan öteye gitmiyor.
Yeryüzündeki şartların düzelmesi, sadece bilimsel buluşlardan çok, ahlaklı bir yaşama düzeninin gerçekleşmesine bağlıdır. (alıntı)
"kimseyi, propaganda yaparak ikna edemezsiniz..."
Reklam
Okumamış, hissetmemiş, Allah'a ya da tek, ortaksız, merhametli, hikmetli, adil olan Allah'ı henüz tanımamış biri için söylemek gerekirse vicdanının sesine kulak vermeyen, hikmetin izini sürmeyen, emek vermeyi tercih etmeyen; Ukela cahilden, betondan farksız hissiz kimseden, gördüğünden gayrısını umursamayan maddeciden, kaba/nobran/nezaketsizden, tembelden, asalaktan uzak dur. Senin de bakışını, davranışını, hayatını zehirler...
Aşağıdakiler...
Vâkıâ odur ki: Insanlar yükseldikçe (mal, makam, statü vs) "aşağıdaki" diye tanımladıklarını, daha da "küçük" görmeye başlıyor. Bunu, kavuştuğu yeni yüksek standartların bir süre sonra esir alıp başkalaştırmasıyla açıklamak mümkün...
Fakirliği bitirmemek üzere adeta bin dereden su getiren varsılların, mülk sahiplerinin maskesini düşüren bir "söz" bulmalı... Vermeyi, paylaşmayı, mülkü/imkanları belirli bir azınlık zümreye mal etmemek gerektiğini kafalara mıh gibi çakan bir "söz"... Yoksa mı? Tiyatro böyle sürer gider. Varsılların zevk-ü sefası, yoksulların omuzları üzerinde...
Kutlu günlere derkenar...
"Öğretmenler ve daha bilumum gün-kutlamaları dolayısıyla" ve mesleğe dair... İyi niyetli, saf gönüllü ama çağı, geldiğimiz ikircikli toplum seviyesini görmeyenleri bir kenara ayırıyorum. Lakin onlar da okusun isterim. Ki çıkarcıligin nesnesi olmasinlar... Rol yapmaya ne hacet! Hepimiz gerçeği biliyoruz. Bu ülkenin ekseriyetinin, kör
Yeryüzündeki güzellikleri, parselleyip parselleyip sattılar. İnsanların üzerinde "modern" bir saltanat kurup servet edindiler. Ne var ki hâlen zimmetlerine geçiremedikleri yerler, güzellikler var... Gökyüzü.. Kafanızı kaldırıp bakınca istifade edebilirsiniz.
137 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.