Aklımı okuyabilseydin, gülümsemezdin."
Hayatta belki de defalarca Sam gibi hissettiğimiz dönemler olmuştur. Hayatta bize kötü hissettiren şeylerden nasıl kurtulacağımızı ya da kurtulmayı isteyip istemediğimizi bilmediğimiz dönemler... Gerçek hayatta da terapi gören biri olarak yalnız olmadığımı okumak beni çok mutlu etti. Kitabı okurken özellikle şairin köşesinde geçen kısımlarda sanki bende turuncu koltukta oturmuş onlarla beraberdim. Ayrıca Caroline ve Sam dostluğu... Hepimizin hayatta Caroline gibi bir arkadaşa ihtiyacı var bence; zor zamanlarımızda yanı başımızda beliren, her zaman güçlü hissettiren, vazgeçmene izin vermeyen, düştüğünde ayağa kaldıran ve her zaman dinleyen. Sam'in havuzda sadece kendisiyle olması, tüm düşüncelerini susturması havuzu kendisi için "safe place" olarak belirlemesi çok güzeldi. AJ'le olan flörtleşmeleri, şiirlerini AJ'i düşünerek yazması, AJ'in notalarında kendini bulması, penasını çalması çok tatlıydı. Terapi kısımları benim favorim diyebilirim çok özenerek yazılmaya çalışıldığı belliydi. Plot twist çok şok etmedi diyebilirim önceden tahmin edilebiliyordu ama kitap çok akıcıydı. Son olarak çok hoşuma giden şeylerden biri de Sam'in sarı, kırmızı ve mavi defterleri bana direkt ters yüz filmini hatırlattı. Kitabın özellikle kötü bir dönemdeyken size ilham verebileceğini düşünüyorum. Hepimizin kendi "yazlıkçı Sam" versiyonunu bulması dileğiyle...