Eses

İnsanın gerçekte ihtiyaç duyduğu şey ,gerilimsiz bir durum değil ,daha çok,uğruna çaba göstermeye değer bir hedef ,özgürce seçilen bir amaç için uğraşmak ve mücadele etmektir.İhtiyaç duyduğu şey ,her ne pahasına olura olsun gerilimi boşaltmak değil,onun tarafından yerine getirilmeyi bekleyen potansiyel bir anlamın çağrısıdır.
Reklam
Kuşkusuz insanın anlam arayışı içsel denge yerine içsel gerilim yaratabilir.Ne var ki ,ruh sağlığının vazgeçilmez ön koşulu da işte bu gerilimdir.Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki dünyada ,kişinin en kötü şartlarda bile yaşamını sürdürmesine ,yaşamında bir anlam olduğu bilgisi kadar etkili bir şekilde yardımcı olan başka bir şey kadar yoktur.Nirtsche ‘nin şu sözlerinde bilgelik vardır:Yaşamak için nedeni olan bir kişi ,hemen her nasıl’a dayanabilir. Bu sözlerde her psikoterapi için geçerli olan bir parola börebiliryorum.
Bir insanın, yaşamın yaşamaya değer oluşuna ilişkin kaygısı ,hatta umutsuzluğu,varoluşsal bir bunaltıdır. Ama kesinlikle bir ruh hastalığı değildir.Böyle bir şeyi ruh hastalığı terimiyle yorumlayan bir doktor ,hastasının varoluşsal bir bunaltıdır.Ama kesinlikle bir ruh hastalığı değildir.Böyle bir şeyi ruh hastalığı terimiyle yorumlayan bir doktor ,hastasının varoluşsal umutsuzluğunu,uyuşturucu ilaçlar yığınının altına gömebilir.Bunun yerine onun görevi,varoluşsal gelişim ve gelişme krizi boyunca hastaya yol göstermektir.

Reader Follow Recommendations

See All
“Hayatın bir değişmeler silsilesi ve her değişmenin bir tekâmül olduğunu anlamayanlar yobaz kafalı insanlardır “
Burada mısınız?
“Siz burada mısınız?” diye başka bir sualle cevap verdi.Sonra :”Ne saçma sual, değil mi?”diye ilave etti :”İşte görüyorsunuz ki buradasınız.Ne diye sorarız acaba ?..Türkçenin kendine mahsus bir manasızlığı ...Dünyada hiçbir lisanda bu kabiliyet yoktur...Saatlerce konuşup hiçbir şey ifade etmemek kabiliyeti!”
Reklam
Sizce de öyle mi ?
“Gördün mü ?Derhal sapıtıyorsun .Hayatta hiçbir şey , uğrunda ölmek için istenmez .Her şey yaşamamız için olmalıdır .Hatta biraz ileri gideyim ,kendi yaşamamız için .. Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsınki,derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun! Yaşamak ,herkesten daha iyi ,herkesten daha üstün yaşamak ,insanlara hakim olarak ,kuvvetli ,belki de biraz zalim olarak yaşamak...Dünyada bundan başka istenecek ne vardır?
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi .Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı?Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı?Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmektense hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat ,daha makul değil miydi?
“Böyle dümdüz bir beynim olacağına hiç olmamasını tercih ederdim.Muhayyile namına bir şey yok yahu!..”
“Sen zaten başka türlü düşünemezsin ki; o mübarek kafan her şeyi mevcut bir ölçüye uydurmadan rahat edemez .Bu adam şu kadını tanımıyordu,gitti ,konuştu.Kadın polise vermedi, demek ki o yolun yolcusuydu.Oldu bitti.Başka bir şey olamaz.Hayatta fevkalade hiçbir hadise yoktur.Her şey birbirinin aynıdır.İşte bu kadar..”
Ömer içinde birdenbire sevince benzer bir şey parladığını hissetti ve gene bir anda bu histen dolayı müthiş bir utanma duydu .Bu ölümü kendisine yardım edecek bir hadise olarak telakki etmenin pek dürüst bir şey olmadığını düşündü.Fakat içimizde ,bizim “ahlak”tarafımızda hiçbir şekilde münasebete geçmeyerek hadiseleri muhaleme eden ,neticeler çıkaran ve tedbirler alan bir “hesabi“ tarafımız vardı ve bu lafta drğilse bile fiilde daima o galip çıkıyor ve onun dediği oluyordu.
Reklam
“Kız derhal polisi çağırır ve polis senin gibi bir serseriyi karokalo götürmekte tereddüt etmez .Sen dünyayı kafanın içi gibi ipsiz sapsız şeylerle dolu mu zannediyorsun Allah aşkına ? Bir türlü kendine ve insanlara gözlerini açarak bakamayacakmısın?Bütün ömrün tasavvurlar,hayaller,Don Kişotça emeller peşinde koşup kendini aldatmak ve aleladeliklerden başka hiçbir şey yapılmayan bu dünyada kendinin ve başkalarının fevkaledelikler yapacağını vehmetmekle mi geçecek? Daha demin dünyada bir insan hiçbir şey yapamaz diyordun ,şimdi dünyada pek az insanın yapabileceği hafifliklere kalkıyorsun .Senin alelade bir mecnundan farkın nedir anlamıyorum!”
Böylesi bir zarafet !böylesi bir cehalet !
... Herhangi bir sebepten dolayı savaşa gidemeyen veya savaş sonrası savaş gazisi olarak köyüne dönen az sayıda erkek dışında ,köy halkının çok büyük bir kısmı ,dul kadın veya yetim çocuklardan oluşuyordu. İşte böylesi bir ortamda yaşayan babalar ,evlatları yanlarına gelince ,diğer yetim çocukların içi acımasın diye ,kendi evlatlarını yanlarında uzaklaştırırmış.Baba hasretiyle yanan yetim çocuklar,babalarını hatırlayıp üzülmesinler diye ,başkalarının etrafında kendi evlatlarını sevmeye utanırmış.Böylesi ince,böylesi zarif bir düşünceyle ,babalar evlatlarına mesafe koymuş. Cehaletin ,nasıl korkunç bir bataklık olduğunu,yeniden görmemi sağladı bu olay.Başka yetim çocukların içi acımasın diye ortaya konan zarif tavır ,cehalet yüzünden,öz evladını ,yetim psikolojisi ile ilgisiz ve sevgisiz büyütme tavrına dönüştürülmüş.Ah cehalet! Sen nasıl bi belasınki ,böylesine bir zerafeti şiddete dönüştürüyorsun?
Moda kıyafeti giymek güzeldir.Moda ,güzel yargısını neye göre değerlendirmektedir?Modanın sunduğu güzellik anlayışı doğrudan hoşlanma ve yenilik fetişime dayanmaktadır.İnsanlardaki bıkkınlık duygusunu moda “kitle modası” anlayışıyla daha kısa periyotlarda gerçekleştirmektedir.Böylece herkesin bir anda ve bir örnek giyindiği bir ortamda “giyilmiş”olana karşı bir bıkkınlık hissi duyulmaktadır.
Kant güzel ile ahlaki olanı şöyle ayırır:”Güzel hiçbir ilgi olmadan hoşa gider .Ahlaksal iyi ise ilgiye dayalı bir hoşlanmadır.”
Moda’nın yayılışını da izah eden Mehmet Tahir,kıyafwt değişikliğinin ahlaki değişikliğe de sebep olduğu üzerinde durmaktadır .Kıyafetin ahlak ve davranışlar üzerinde dikte ettirici bir rol oynadığı hususunda çağdaş sosyologlar da hemfikirdir.George Simmel benzer kıyafetleri giyen insanlar benzer davranışlarda bulunduklarına dikkat çeker .Bu bakımdan moda bir taraftan tek tip kıyafetin yaygınlaşmasını sağlarken diğer taraftan modanın yayıldığı bütün ülkelerde aynı jest ve mimiklerin oluşmasını sağlar .
73 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.