Jung " İnsanlar büyük bir apartmana benzeyen zihnimizin sadece bir veya iki katında yaşıyorlar, gerisini unutuyorlar." gözleminde bulundu. Bireyleşme süreci bizi "geri kalanlar" ile temasa geçirir. Bilinçli " ben" tam bir ruh hali değildir. Farkında olsak da olmasak da eşik altında işleyen bilinçsiz bir arka plan
şükür cehalet bitti! kimse okumuyor, herkes yazıyor. kimse öğrenmiyor, herkes biliyor. kimse susmuyor, herkes konuşuyor. kimse çekilmiyor, herkes ortada. kimse kederlenmiyor, herkes şenlik. kimse yere bakmıyor, herkes gökyüzü. kimse sevmiyor, herkes arzu ediyor. kimse gözyaşı değil. herkes küfür. kimse eşik değil, herkes ufukların ötesi. kimse gölge değil, herkes ışık.
tevazu bitti. incelik bitti. hatıra bitti. gönül bitti. şarkı bitti.
bir aynalar pazarı ki, yaşıyoruz işte..
bense kendi hücresinde oyalanan
ve karanlığa inancını tazeleyen
gururlu bir mahkum gibi adımlıyorum yeryüzünü.
adımlarım dönüp dönüp aynı şeyi söylüyor bana;
tüm eski sözlerin, eski inançların,
pişmanlıkların yeniden hatırlanacağı bu eşik..
Alınlarıyla kahvelerden mermerin soğukluğunu çalan serseriler
Niçin konuşmazlar? şehri camlardan seyretmesini severler.
Niçin, şakır şakır rakıyla yıkanırlar rüyalarında?
Ve ihtiyar balıkçı duvara çivilenmiş vapurlara bakarak
Şehre her akşam sarhoş balıkların hücum ettiğini görür;
Güzel ve kuvvetli tayfalarını düşünür daima bir kaptan
"Spor, futbol, satranç, siyaset, tarih ve daha birçok şeyi... hepsini bıraktım. Elbette yürüyüş, koşu ve benzeri sporları yapıyorum. Ancak izleme, dinleme ve benzeri gibi, aktif eylemlilik dışında kalanların hepsinin ekseriyasını bıraktım. F1, NBA, TBL, TSL, ŞL, AL'ler hiçbirini izlemiyorum artık. Ne TV'den ne de yerinden canlı.