Hayata ve Bana Dair Anahtar Kelimeler
Merhamet Nezaket Dürüstlük Zarafet Akıl Vakâr Güven Sadakat
.... Sen çok güçlü bir kadınsın “Sen çok güçlü bir kadınsın, böyle ne istediğini, nasıl davranması gerektiğini bilen kadınlar benim çok hoşuma gidiyor, kimseye bağlı değilsin.” Bu sözleri, otobüs durağında benimle birlikte bekleyen çiftin konuşmasına kulak misafiri olduğumda duydum. Meselemiz bu türden modern kadın tarifleri. Kimseye ihtiyacı
Reklam
Tozlu Çizme'den Kibir Tekme'sine
Konumuz, yoksul işçi çizmesinden tekmeleyen müşavir ayakkabısına yaşanan evrim. İşte değil başkasını ezmek, bir sedyeyi bile kirletmemek kaygısıyla hareket eden o çizme nasıl oldu da kibirle basan bir ayakkabı, yere düşmüşe vuran bir tekme oldu? Dindarların 'Müslüman milliyetçiliği' olan İslamcılık, ezilen kesimlerin eşitlik ve onur mücadelesi kabilinden bir ezilen kültürel sınıf milliyetçiliği iken şimdi bir ezen kültürel sınıf milliyetçiliği halini aldı. Çizme tekme oldu. Çizmeden tekmeye geçişte akıl ve vicdanlarımızı devletçilik, büyüme, kalkınma ve milli enaniyet çarklarına kaptırdık. Sedye kirlenmesin diye endişelenen bir çizme, siyasi konfor için vurmaktan çekinmeyen utanmaz bir tekmeye dönüştü.
Sayfa 62 - Avesta
Modern dünyanın iki yüzlülüğü
Modernite ile "büyü bozumu" yaşıyan dünya, tekrar belirsizlikler mekânı haline geldi. İşte tamda bu aşamadan sonra özellikle modern dünyanın ürettiği büyük anlatılar altında ezilen dünyaya yeni bir gözle bakılması gereği doğdu. Çünkü modern dünya ortaya koyduğu akıl ve bilim çağında hiç de büyük anlatılarına (evrensellik, kardeşlik, eşitlik, özgürlük...vs.) uymayan iki büyük dünya savaşı yaşamış bir o kadar da başka acılara boğmuştur. Jean Baudrillard ve Hipergerçeklik Yasemin CEYLAN
Devrim konusunda bu kadar korkak olmasa ne iyi olurdu
Hakiki özgürlükten eşitlik doğar. Yine de bu özgürlükte anarşi yoktur; çünkü herkes kendine koyduğu (zorlayıcı olmayan) yasaya uysa da, aynı anda bu yasaya, akıl yoluyla kendine ifşa edilmiş bir Dünya-Hükümdarının bir isteği olarak bakmalıdır. Öyle ki bu istek görünmez araçlarla herkesi ortak bir hükümet altındaki tek - görünür kilisenin daha önceden ve yetersiz biçimde temsil ettiği ve hazırlandığı - bir devlet içinde birleştirir. Tüm bunlar dışsal bir devrimden beklenemez, çünkü böyle bir karmaşa etkisini şiddetli ve sert biçimde gösterir. Ayrıca bu etki şartlara fazlasıyla bağlıdır. Üstelik yeni bir yapılanmanın tesisi sırasında bir kez yapılacak herhangi bir hata, yüzlerce yıl boyunca pişmanlıkla devam ettirilecektir, zira artık asla, ya da en azından yeni (ve her zaman tehlikeli olan) bir devrim olmadan değiştirilemez.
Sayfa 153 - Literatürk Academia Yayınları, 2. Baskı, Şubat 2017.Kitabı okudu
Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi yazarları bütün insanların eşit yaratıldığını (All men are created equal] tartışmasız bir gerçek olarak kabul ediyordu. Bugün biz bu şaşırtıcı önermeye eleştirel yaklaşıyoruz. Suçlayıcı bir biçimde şu soruyu soruyoruz: Neden yalnızca "erkekler" anlamında "men" denmiştir de "erkekler ve kadınlar" anlamında "men and women" denmemiştir? Ayrıca "men" derken, açıkça belirtilmemiş olsa da yalnızca "beyaz erkekleri" kast etmeleri bizi deli ediyor. Ama bu (bizim bakış açımızdan) yetersiz ifadenin yeni kurulmuş Birleşik Devletler'de bariz bir gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu ve yansıtılan -ve gösterilen- bu bakış açısının o dönemin insanları için nasıl akıl almayacak kadar yeni olduğunu unutmamak önemlidir. Tarihsel açıdan o kadar eski sayılamayacak on sekizinci yüzyılın sonunda, eşitlik fikri insanlığın büyük çoğunluğu için garip ve yabancıydı. Bugün ise bu fikir çoğunluğa doğal görünüyor. Bu fikir nereden çıktı? Neden çabucak ikna olduk? Zihinlerimizdeki bu hakiki devrimi neye borçluyuz? Yanıt, milliyetçiliktir.
Sayfa 18 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
626 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.