kafam hayatımda hiç olmadığı kadar güzeldi ama yine de tam da bu duvara yaslanırken, ne kadar sarhoş olursam olayım biliyordum ki bu, oliver bana sarılırken bu, benim hayatımdı, daha önce başkalarıyla yaşanan her şey o anda bana olan şeyin kaba bir taslağı ya da silik bir eskizi bile sayılamazdı. şimdi, on yıl sonra ise bu eski sokak lambasının altındaki duvara baktığımda tekrar onunlayım ve sana yemin ederim ki hiçbir şey değişmedi. otuz, kırk, elli yıl sonra da hâlâ aynı şeyleri hissedeceğim. hayatımda birçok kadınla, daha da çok erkekle tanıştım ama tam da bu duvara sinen iz, tanıdığım herkesi gölgede bırakıyor. buraya geldiğimizde ister yalnız olayım ister birileriyle, mesela sizlerle, hep onunlayım. burada bir saat durup bu duvara baksam bir saat onunla olurum. bu duvarla konuşsam o da benimle konuşur.
Sayfa 105Kitabı okudu
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Çalan telefonla uyandım. Stein nerede olduğumu merak etmiş. Saat on ikide Norway Designs mağazasında buluşacaktık ve annesi için doğum günü hediyesi seçmesine yardım edecektim, hemen geleceğimi söyledim. Kalktım, unuttuğum için vicdan azabı çektiğimden acele ediyordum, vicdan azabım geçecekti, birazdan bunu unutacaktım, 2000 yılının ve öncesindeki
Tanrıça İnanna, Gilgameş'e daha Huluppu ağacını kestirdiği zaman göz koymuş­tu. Fakat o sıralarda Tanrıça'nın bir sevgilisi vardı. B ir gün her nedense ona kızmış ve ondan ayrılmıştı. Gilgameş'i, canavarı öl­dürüp elini yıkadıktan ve kendisine eski düzeni verdikten sonra ilk gören Tanrıça İnanna oldu. Çok yakışıklıydı.
Ferhat İle Şirin
Heykeltıraş Ferhat ik Prenses Şirin'in hikayesi. Bu hikayeyi dinledikleri zaman, akıllarına Meryem'i getirmekten kendilerini alıkoyamıyorlar ve kendilerini .bu denli duygulandıran hikayeyi yeni baştan anlatması için Fatma'ya uzun uzun yalvarıyorlardı. Halime hikâyeyi her dinleyişinde gözyaşlarına boğuluyordu. Şirin de Meryem gibi
Sayfa 87 - FatmaKitabı okudu
Reklam
41 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.