Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne yazık ki,
Türk-İslam coğrafyasının en nadide, en köklü toplumu olarak Türkiye'yi bir türlü hazmedemeyen şer odakları son bir asırdır bize, Orta Doğu Arap'ın, Balkanlar Yunan'ın, Bulgar'ın diyerek fevkalade aymaz bir şekilde yaklaşık bin yıllık mirasımızı bize unutturmayı başarmıştır..
"Bugün bizim işlediğimiz insan değerleri yok olarak değil, değişerek, gelişerek, tazelenerek dört yüz, beş yüz yıl sonraya kadar gidecek. Nasıl eski Yunan' dan bize kadar gelmişse. Onun için bizim de klasiklerimiz olacak. Kısaltılmış uzatılmış metin değil sorun.(...) Gelecek gelecektir, biz oraya gerçekten kendimizi sağlıklı yollayabilirsek gelişmelere yardımcı olmuş oluruz.
Reklam
Londra kütüphanelerinden yararlanan Mirşad "Macar Türkolog Aurel Stein, yaptığı araştırmalar sonucunda Türk tarihine ait orjinal belgeler bu kütüphanede yer bulmuş. Şimdi biz de bu belgeleri derleyerek Türk tarihine ait bilinmeyen dönemlere ışık tutuyoruz. Kazım Mirşan'a göre, -Türk Tarihi M.Ö. 16.000'li yıllara dayanıyor. -Yazı
"Eğer ölünün avucuna para koymayı eski Yunan Mitolojisine göre yorumlarsak,katillerin Necdet'e iyilik etmeye çalıştığını bile düşünebiliriz.Çünkü mitolojide, ölülerin gözüne yada bedenlerine bırakılan para,onların yeraltı ülkesindeki Akheron Irmağı'nı rahatça geçmeleri içindi.Kötü biri olan sandalcı Kharon ölü ruhları ırmaktan geçirmek için para alırdı.Bu yüzden ölülerin bedenlerine para bırakılırdı.Sandalcı Kharon, ölülerin üzerinde para bulamazsa onları Akheron Irmağın'dan geçirmez, böylece ruhlar Yeraltı Tanrısı Hades'in bataklığına saplanır kalırlardı."
Sayfa 53 - Yapı Kredi Yayınları/LeylaKitabı okuyor
64 syf.
·
Puan vermedi
Köleler Adası
Köleler adasi aydınlanma döneminde yazılmış,18.yy Avrupasinin o dönemdeki kölelik sistemini eleştiren bir kitaptır. Kitabın dili çok ağır olmamakla birlikte okunması gayet kolay ve anlaşabilir bir kitap. Kölelik sistemini eleştirmek amacıyla kurulmuş bir ada bir ütopya görevi görür. Köleler ve efendileri yanlışlıkla o adaya düşer ve eski Yunan Köleleri tarafından o ada yeni kurallar ile bezenmiştir. Köleler ve efendilerin bir süre yer değiştirdiği adada buna dayanamayan efendiler hatalarını anlayıp Kölelerine iyi davranmaya karar verirler.
Köleler Adası
Köleler AdasıPierre de Marivaux · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021898 okunma
136 syf.
·
Puan vermedi
eski kitaplarimi duzenlerken icinden cikti mitolojiyi severim klasik bilinen yunan mitolojisine ait kisa masallardan olusan bir kitap bitirdikten sonra kitabın anlatıcısı ahmet ünver in yazmis oldugu ön sözü okuyayım dedim sevgili çocuklar diye başliyor her neyse cocuk kitabi olmasina ragmen keyifli kısa masallardi bir saatte bitti zaten tavsiye ederim iyi okumalar
Ege Kıyılarından Eski Zaman Masalları
Ege Kıyılarından Eski Zaman MasallarıAhmet Ünver · Günışığı Kitaplığı · 2015100 okunma
Reklam
Eski Yunan filozoflarından birisi bir söz söylemiş, " İnsanlar için yapılacak bir şey varsa o da dünyaya gelmemeleriydi," demiş.
Yunan mitosundaki Asklepios’un yerine, eski Türklerde tanrıça Rudra ile Hittilerde tanrıça Kamruşşaba’yı görürüz. Yunanlı Aphrodite’nin yerine Sümerlerde İştar’ı buluruz... Kişi-Erlik’in dramı Prometheus’un dramının aynı değil mi? Her iki kültürde yarı insan, yarı hayvan olan yaratıklara daima rastlanır.
Kanun, eski Yunan'dan beri "büyük sineklerin yırtıp geçtiği, küçüklerin takılıp kaldığı bir örümcek ağı" Avrupalı için.
Harezmi ve Analitik Geometri Harezmi tarafından 830 yılında yazılan Cebri ve’l Mukabele adlı eserin ikinci bölümü; ikinci dereceden tam ol- mayan denklemlerin geometrik çözümünü konu edinir. Her tip denklem için, iki ayrı çözüm yolu gösterilmiştir. Bu çözüm yollarından birincisi geometrik çözüm yolu olup, bu çözüm yoluna “kare dikdörtgen metodu” denmektedir. Bu tür çözüm şeklini, Eski Mısır, Mezopotamya, eski Yunan ve Eski Hint matematiğinde görmek mümkün değildir. Harezmi’nin bu çözüm şekli, matematikte cebir ve geometri arasında, bir nevi yakınlık tesisini hedef tutan araştırmanın ilk ürünüdür.
Reklam
Her ne kadar kölelik denen musibet, yüzyıllar boyunca başka dinlerde ve ülkelerde de uygulanmış olmakla beraber, bu başka dinlerde ve toplumlarda köleliğe karşı daima sesini yükseltenler ve direnenler olmuştur.Örneğin Budha, köleliği yeren ilk din adamı olarak karşımızdadır. Batı’da köleliğe karşı ilk savaşın milattan önce 4. yüzyılda, eski Yunan
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
Biz sofraya oturur oturmaz, kapı açıldı. İçeriye Kafkasyalı bir grup girdi. Çok parlak kostümleri vardı. Kurşunları göğüslerinde, geniş omuzlu, ince bellerinden hançerler sarkan, uzun, siyah çizmeli bir gruptu. İnsan, onların hemen dans etmeye başlayacaklarını bekliyordu. Fakat, onlar dönüp insana bakmıyorlardı bile. Evet, bu fevkalâde yapılı
Eski Yunanlıların gerçekçilik alanında yaptıkları deneyler, keskin hatları ve birbirinden farklı yüzeyleri, bu ulus ölçü ve saptama eğilimine kolaylıkla cevap veren erkek bedeni üzerinde temellenmişti. Oysa hint estetiği kadınsıydı. Kadın vücudu hacminden çok ten- bakımından etkileyiciydi ve dolayısıyla canlandırılmasındaki belirsiz geçişler, dünya üzerinde belirli ve saptanmış bir şey görmeyi reddeden ya da göremeyen hintlinin bakışına daha uygun düşüyordu. Kasal nitelikleri abartan hint sanatçıları, hayat veren hayatı sürdüren her şeyin üzerinde önemli durdular ve böylece görüntüledikleri vücutları, meyveyle yüklü ağaçlar gibi eğilmiş bir halde ve dolgunluğun simgeleri gibi ortaya koydular. Eski yunan heykeltraşlığının evrimi, bağlı olduğu duvardan gittikçe daha fazla sıyrılması ve üç boyutlu luğun zafer kazanması yönündeydi. Oysa hint heykeltraşlığı bu tarz bağımsız heykeller yapılması konusunda geç kaldı. Heykeltraşlık ürünü olan formlar, Kaya’nın yüzünden ayrılmış değillerdi ve roman sanatının tersine, anıtsal yapının değerlerine tamamen boyun eğmiyorlar ve Hintliler hiçbir şeyi çevresinden ayrılmış ve farklı olarak görmedikleri, ama her şeyi her şeyin içinde gördükleri için canlılıklarını hâlâ bir parçası oldukları Kaya blokundan alıyorlardı.
Sayfa 463Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.