Öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile. Gözümde canlanırdı eşkiya masalları. Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri Kafada çelik gibi fikirler dursa bile Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri: Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum, Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Öyle Günler Gördüm Ki Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu, Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp, Hayaller alev alev beynimi yakar oldu. Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu. Her sabah ilk ışiklar gözlerimi oyardı, Uyanan taş duvarlar iniltimi
Reklam
Hayal
Kalın gövdeli, uzun ve yaşlı ağaçların koyu ve serin gölgeliğine kurulmuş bir hamağa uzansam, yanı başımda, dışı buğulanmış, ağzına beyaz dantel bir örtü örtülmüş bir sürahide, içine limon kabuklan rendelenmiş limonata olsa, ağaçların bittiği yerde, iri taneleri güneş ışıklarıyla bal rengine dönmüş üzüm salkımları taşıyan bir bağ uzansa. Bir guguk
Ay Şahrud…
Kim anlar ki eşkıyanın sağlamlığını Özleminin çiseyle yıkanmış şafak değerini, kim? Hani ellerine kuşlar inerdi Kardan üşüyen kuşlar Bahçen kuş sevinçleriyle inlerdi Ay Şahrud Eşkıya yüreğime çığ düştü Üşüyorum ha, aç ellerini Tunay Bozyiğit | Nefesimi Süreyim
Tunay Bozyiğit
Tunay Bozyiğit
Beni hapiste vurdular Keje, ölmedim. Hastalandım, bir ciğerimi orda bıraktım gene ölmedim. Çok dövdüler beni, kan kustum ama ölmedim. Yaşadım, seni bir kez daha görebilmek için yaşadım. Şimdi bana dediler ki kimse sesini duyamıyormuş. Susmuşsun… Benimle de konuşmayacak mısın Keje. Sesini duyamayacak mıyım?
Aşkına eşkiya
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.