Malum, para bir çeşit müziktir,
Sevgi denen dansa eşlik eden müzik.
Remzi kitabeviKitabı okudu
Dans eden insanların dans etmesine yardımcı olabilirsiniz. Sahnede şarkı söyleyen oyunculara eşlik edebilirsiniz. Geçiminizi sağlarsınız. Müzik hep çevrenizde olur, ama müzisyen olamazsınız.
Yüreğiniz var mı hissetmeye? Beyniniz var mı düşünmeye? Bilir misiniz, iş dans etmek ya da kralın kulağını okşamak olmayınca, neye yarar sesler?
Sayfa 40Kitabı okudu
"...çoğu zaman müziğe haksızlık edip onu basit bir eğlence vesilesi olarak görüyoruz. Müziğin elbette gönlü ferahlatan, hafifleten, açan ve sevindiren bir tarafı var. Bazen de derdimize ortak olan, onu ifade etmenizi sağlayan, yas tutmanıza eşlik eden bir yönü var olur. Müzik bir eğlenceden ibaret değil."
Sayfa 203 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
Bu uzun ve acı haykırışlar içinde ninem pek de üzülmemiş,aksine içini melankolik bir mutluluk sarmış. Bir yandan ağlıyormuş, bir yandan da mutluluk ve neşe içindeymiş, bu ağlama sesi sanki ninemin ağzından çıkmıyormuş da çok uzak bir diyardan gelip ninemin zihnindeki o güzel ve korkunç resimlere eşlik eden bir müzik gibiymiş.
Sayfa 130 - Can Yayınları 6.BaskıKitabı okudu
Ne zamanki müzik kulak oyunu olmak yerine ruhun tutkularının ahenkli iniltilerinin sesi olur, hep bu manzara ortaya çıkar. Tüm vurgular bir iç çekiş, tüm notalar bir hıçkırıktır sese eşlik eden. Doğa öylesine bir hüzün barındırır ki aslında, onu hareketlendiren şey dudaklarımıza öylesine acı bir tortu, gözlerimize öylesine yakıcı bulutlar yükseltir ki, gözyaşları boşalmadan insan oğlunun yüreğine azıcık kuvvetli vurması yeterlidir!
8
Sen ki bir müziksin, müzik dinlerken bu hüzün niye?
Sevinç sevinçten hoşlanır, tatlı çatışmaz tatlıyla.
Peki canını sıkan şeyi sen niye dinliyorsun öyleyse;
Sıkılıp dertlenmek hoşuna mı gidiyor yoksa
Uyum içinde birbirine eşlik eden seslerin
Anlamlı beraberliği kulağına hoş gelmiyorsa,
Bağlantıyı kuramadığını görüyorlar da senin
Kınıyorlar herhalde seni bu yüzden tatlılıkla.
Dinle bak her tel güzelim eşine nasıl uymuş;
Her biri ses veriyor ötekine, gelince sırası,
Babayla oğul ve mutlu ana bir araya gelmiş,
Birbirine uymuş, bir ezgiyle okşuyorlar kulakları.
İşte çok sesten oluşup tek sese dönüşen şarkıları,
Tek kalırsan hiç olursun, diye sana seslenen bir uyarı.
Sayfa 28Kitabı okudu
Feynman'ın yaşamındaki o dönemindeki çalkantılı entelektüel akışı içinde, kişisel yaşamı da derinden evrildi. Gençliğinden, hatta neredeyse çocukluğundan beri, belli bir kızı tanımış, hayran olmuş ve hayalini kurmuştu, onda kendini göstermeyen niteliklere sahip bir kız: sanat ve müzik yeteneğiyle genellikle bunlara eşlik eden toplumsal özgüven ve zarafet. Arline Greenbaum lisenin ilk yıllarında yaşamındaki bir varlık olmuştu, o on beş, kız da on üç yaşındayken onunla tanışmıştı. Aradığı her şey onda var gibiydi. Piyano çalıyor, dans ediyor ve resim yapıyordu. O MIT'ye girdiğinde, artik aile yaşamının bir sabiti olmuş, aile için elbise dolabının kapısina bir papağan resmi çizmiş, kiz kardeşine piyano dersleri vermiş ve sonrasında da yürüyüşlere götürmüştü.
Sayfa 49Kitabı okudu
Bir müzik parçasının başladığı an tüm sanatların mahiyetine dair bir ipucu sunar. O ânın, kendinden önceki hesaba katılmayan, algılanmayan sessizliğe kıyasla uyumsuzluğu, sanatın sırrıdır. Bu uyumsuzluğun ve ona eşlik eden şokun anlamı nedir? Mevcut olan ile arzu edilen arasındaki farkta aranmalıdır bu anlam. Her sanat bu farkı tanımlama ve bu farkın doğallığını bozma girişimidir.
Kübizim ÂnıKitabı okudu
Rasulullah'ın (s.a.v.) tepkisinde endişe, korku ve şaşırma müşahede ediliyor. Korku hâli ile eve dönüyor kendi aklından endişe ediyor ve hanımı onu teskin ediyor. Bu ne kadar insani değil mi? Biz de böyle bir şeyle karşılaşsak herhâlde böyle tepkiler verirdik.
Lesley Hazleton, bir konuşmasında bu hadiseyi yorumlarken şöyle diyor:
"610 yılında bir gece Muhammed'e olan şeyi, Mekke'nin hemen dışındaki bir dağda... O gecenin elimizdeki ilk rivayetlerinde beni vuran şey, pek de orada ne olduğu değildi. Orada neler olmadığıydı. Ne olmadı?
Muhammed dağdan sevinçten havalara uçarak inmedi. Yaşasın, Allah'a sonsuz şükür.' diye bağırarak koşmadı. Nur ve neşe saçmadı. Kendine eşlik eden melekler korosu, ilahi müzik, coşku yoktu, zevkten mest olma yoktu. Altın bir hale sarmamıştı onu. Gelen vahiy, Kur'an'ın hepsi bile değildi. Sadece beş ayet. Kısacası, kendisine tepki göstermeyi kolaylaştıracak hiçbir şey yapmadı. Bu vahiy tecrübesini, dünyevi kişisel hırslarını gizlemek için icat etmiş, diye eleştirebileceğimiz hiçbir şey yapmadı."
Sayfa 228Kitabı okuyor
..para bir çeşit müziktir,
Sevgi denen dansa eşlik eden müzik.
