Eslin AKYOL

Durmayan bir geçit resmi, dinmeyen, dinlenmeyen bir gürültü. Durup dinlenmeye vakit yok. Tramvay çanı, otomobil gürültüsü, benzin kokusu, dudak boyası... Göçüm saati çalıncaya kadar geçim derdi ya da geçmece yarışı... Bir sele yakalanmışsınız, konu komşuyu düşünecek, sevecek vakit yok. (...)
Reklam
Kitapsız kalsak kafa karışıklığı içinde kaybolup gideriz.
Sayfa 174Kitabı okudu
İnsan aptaldır, olağanüstü derecede aptaldır; daha doğrusu aptal değildir ama o kadar nankördür ki, tüm evrende onun gibisini bulamazsınız.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ancak yine de sağduyu ve bilimin yeninden eğitmesi sonucunda insanın, körü alışkanlıklarını bırakıp normal yöne evirileceğinden eminsinizdir. İşte, emin olduğunuz o an insanın kasti hatalar yapmaktan vazgeçeceğinden, iradesini normal çıkarlarına zıt hareketler yapmamaya mecbur kalacağından emin oluyorsunuz.
Hayatta ne kadar dürüst olursan ol, insanların ancak kendi gerçekliklerine en yakın olan şeyleri görebildiğini Nora artık anlamıştı. Thoreau'nun dediği gibi: "Neye baktığın değil, ne gördüğün önemlidir.
Sayfa 237Kitabı okudu
Reklam
Kütüphane dışarıdan kaçıp uygarlığa sığındığı bir yer gibiydi.
Tüm bu yıkıntıların arasında ölüm bile saçma geliyor. Ölüm bile ciddiyetini kaybediyor...
Kendisini aldatmak isteyen o hain şeyi silkip atacaktı, ölmeyecekti; bu güzel, genç, nefis kadın yaşayacaktı; sonra birden, artık kırılmaya hazır, çatırdayan kapının karşısında, bileğinin dayanıklılığına bir uyuşukluk geldi, sanki onu bir kuvvet büktü, mağlup etti, nihayet o siyah ağız kıvrıldı, bir yılan hıyanetiyle, karanlıkta, o elim aşk yarasıyla sızlayan noktayı buldu.
Sayfa 242Kitabı okudu
Yaşamak, böyle, bu nazarların altında yaşamak? Lakin niçin yaşayacaktı? O zaman ölümü düşündü. Evet, ölecekti. Birden aklına bir şey geldi. Kocasının odasında, yataklığın yanında, küçük dolabın çekmecesinde, sedef kaplı kabzasıyla bir zarif oyuncağa benzeyen bir şey vardı ki onun küçücük ağzını şuraya, işte kalbinin elim bir yarayla sızlayan şu noktasına koysa ve ancak bir saniyelik bir metanetle, yalnız küçük bir baskıyla dokunsa, her şey, her şey bitecekti. Ve o zaman yaşayan sefil bir mahluk için esirgenen merhamet bir ölü için esirgenmeyecekti...
Sayfa 239Kitabı okudu
Hayır, bu Behlül'dü ve onun karşısında durdu. Ona perişan, çıldırmış gözlerle bakıyordu. Birden soğuk bir sesle: "Ben gidiyorum," dedi. Tehlikeyi ancak Nihal'in odasından çıkarıldıktan sonra hissetti. Bu olayla her şeyin meydana çıkacağını ancak o zaman anlayarak birden karar vermişti: Buradan kaçmak! Bihter, kilitlenmiş dişlerinin arasından: "Alçak!" dedi.
Sayfa 238Kitabı okudu
Reklam
"Lakin ya Rabbi! Anlasanız ya, ölüyorum. Onların gözümün önünde seviştiklerinden, gözümün önünde... Ben işkenceler içinde kıvranırken, onların saadetlerinden ölüyorum..."
Sayfa 220Kitabı okudu
Bir gün kalbine, o vakte kadar hiç düşünülmemiş bir şüphe düştü: Behlül! Bu şüphe hiçbir olaydan kaynaklanmıyordu; onları bir gece yan yana, bir resimli dergiye bakarken görerek, kendi kendisine bu genç adamın bir tehlike olabileceğini itiraf etmişti. Fakat Behlül, Bibter'den o kadar uzak görünüyor, Bihter, Behlül hakkında her zaman öyle meyilsiz bir dil kullanıyordu ki ikisi arasında bir tehlike oluşacağı ihtimalinden korkmak Adnan Bey'e, çirkin, utanmaksızın itirafı mümkün olmayan, kaba bir kıskançlıktan kaynaklanan bir aşağılık his göründü. Kendi kendisine bir daha bunu düşünmemek için söz vermişti. Fakat o sırada fark ederdi ki iradesinin dışında bir his onu Bihter'le Behlül'ü araştırmaya sevk ediyor. O zaman kendini bir ayıp işlemekle suçlayarak başka bir şey düşünmek isterdi.
Sayfa 108Kitabı okudu
Kendi kendisini böyle düşünürken fark ettikçe silkinir, düşünmemek isterdi. Aşkta kalp susmaya başlayıp da zihin yeteneklerini kullanmaya başlarsa o aşk öyle bir hasta çocuğa benzer ki damarlarında taze bir kan yerine zehirleyici ilaçlar dolaşır. O, bu kıymettar hasta çocuğun damarlarına zehirleyici ilaçlardan koymamak için kendisini düşünmekten menederdi.
Öylesine tutkuyla istediğimiz bu gerçeği, bu adaleti böyle tokatlanmış, daha da aşağılanmış, daha da karartılmış görmek ne büyük bir acı !
Kin yolunda yurttaşlığı sömürmek de bir suç, son olarak; tüm insan bilimi geleceğin gerçek ve adaletini kurma yolunda iş başındayken, kılıcı çağdaş tanrı yapmak da bir suç.
141 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.