shakespeareden okuduğum ikinci eser ve keşke daha önce okumaya başlasaydım dediğim, geç kaldığımı düşündüğüm bir yazar.
konudan bihaber olan birisiyle daha önce karşılaşmadım ben de okumadan önce romeonun ailesi ile julietin ailesinin düşman olduklarını bu düşmanlığın ortasında ikisi arasında bir aşkın doğduğunu ama ailelerin buna karşı olduğunu biliyordum. kısacası basit bir aşk kitabıydı ama okuduktan sonra sadece bir aşk kitabı olmadığını anladım. eserde rahip aracılığıyla hayatın kısa olduğu, her şeyin yeniden doğaya döneceği, insan psikolojisi gibi bir çok konuya değiniliyor. ayrıca sadece bu iki bahtsız gencin sonu -spoiler- mutlu bitmeyen aşkı da değil anlatılan yersiz yere düşmanlığın nefretin geri dönülemeyecek sonuçlara, vicdan azaplarına, pişmanlıklara neden olabileceğini bu nedenle hayatın nefret etmek, düşman olmak için kısa olduğunu söylüyor shakespeare. büyülü diliyle bir çırpıda okunan nazım nesir karışık yazılmış bu trajedi, tiyatro okumaya bakış açımı tamamen değiştirdi. sahnede izlemek için de can atıyorum.
iyi okumalar dilerim :)