Genç Türk yazarlardan Şule Gürbüz, felsefe alanında tecrübeli, genç nesillere umut veren, yeniliği arayıp ona yaklaşanlardandır. Yazarken renkli ve etkili bir Türkçe kullanmıştır. Gözlemleri zengindir. Dili gözlemlerini aktarmak için bir araç olarak kullanıyor. Etkileyici ve özgün bir anlatıma sahip.
Kambur, yazarın ilk romanıdır(1992). Yaşamın neresinde olduğumuza hangi ruh halinde olduğumuza göre her okumada farklı yorumlanacak, her okuyuşunuzda yeniden keşif edilecek bir kitap.
Kambur, algıları açık, içgüdüsel bir varlık. Güvenilmez ve ürkütücü. Sırtımıza binmiş bizimle yürüyen karanlık yolcu. Şiddeti hayal ediyor, kendi güçsüzlüğünün kanıtı olarak. Kırılma noktasını çoktan ardında bırakmış.
"Benden, bana kayıtsız kalınması ile benden nefret edilmesi arasında bir seçim yapmak istense, tereddütsüz, nefreti seçerim - kayıtsız kalınacak bir yanım yoktur. Ve ben söylemek isterim ki, her şeye ve herkese kayıtsızım. Değilmişim gibi davrandığım durumlar, yaşıyormuşum gibi yapma zorunluluğumdandır.
Bana sorulsa bir gün 'Kamburunun düzelmesini mi istersin, yoksa tüm insanların kambur olmasını mı?' diye, herkesi kambur görmek olurdu dileğim. Yerden yüksekliğimin bu gülünç santimleri yüzünden, yaşama da ölüme de sizlerden daha yakınım. Daha sonraları yerimi yadırgamamak için, yükselme isteğini bir türlü anlayamam."