Tutkular aslında çılgındır; bırakırsan tozu dumana katarlar. İstekler de kendi hallerine kalsa, bir sürü boş hayallere, kof umutlara kapılırlar. Ama benim içimdeki us her tartışmada en son sözü söyler.
Akılsız salt duygu gerçi pek lezzetsiz bir şerbete benzer, ama duygunun yumuşatamadığı salt akıl da insanın boğazından geçmeyecek kadar acı, kekre bir ağudur.
Karadan ters yönden esen bir rüzgâr beni her seferinde geri itiyordu. Us her zaman duygu hummasına karş direniyor, sağduyu her zaman tutkunun kulağını büküyordu.
Tanrı bizi iyice ödüllendirmek için ruhumuzun tenimizden ayrılmasını bekliyor. Öyleyse üzüntüye neden kaptıralım kendimizi, mademki ömür kısa, ölüm de mutluluğa giden yoldur.