''Kürtler hem karakter hem görünüm olarak Türklere benzemezler.
Türklerin 'yumuşak' yüz ifadelerinin aksine Kürtler sert bakış ve ifadeye sahip olmakla beraber uzun boylu ve güçlü bir yapıya sahipler.
Esmer dedikleri bu halk arasında şaşırtıcı düzeyde mavi gözlüler var.''
- V. Levitsky I. Dünya Savaşı K.Cephesi Anıları 1914-1917
Şarkılardan çıkıp geldi bir esmer ansızın
Koyu renk gözleri çıldırasıya hüzünlü
Bir esmer geldi pencerelerden, kapılardan
Bir esmer geldi kokularla, baygın
Dökülmüş bir kadeh gibi.
Kopmuş bir gerdanlık gibi
Bir esmer geldi
Darmadağın
Başlamadan bir iki soru sormak istiyorum. Mustafa İnan’ın öldükten 4 yıl sonra hizmet ödülü almasıyla, Oğuz Atay’ın değerinin öldükten sonra anlaşılmasının ironik tesadüfiliği hakkında neler düşünüyorsunuz? Sayfa 14’te(İletişim, 52.baskı) ödül mevzusunu öğrenince aklıma direk bu soru takıldı. İnsan neden ölünce değerlenir? Sonra syf 251’de: “Demek
kumsaldaki kum tanesi gibi yalnızlığımız
aynı güneşin altında
aynı deryanın seyrinde
esmer gecelerimizde esen meltem
senden bana
benden ona
ve aynı
ayakların altında ezilmişliğimiz
Mezopotamya'dır o Öncesi Diyarbakır : o benim en esmer çocugum
Siverek : bir toz bulutu altında kentsiz bir öpüş
Urfa : simsiyah bir yaradır dualar dökülür eteklerinden
Silvan : ipek yoludur ışık !! çalar diyarbakır gecelerinden
Hazro : bir unutuştur.
Lice : 'ye güven olmaz o hep illegal
Çınar : ben anlatamam gidin sorun o kendisini