Evliliğin beni çok kısıtlayacağını söyledim, fiilen değil de ütopik olarak kısıtlayacaktı; ama ütopik bir kısıtlama gerçek bir kısıtlamadan çok daha fenaydı.
Hakikat dışının yaşamın koşulu olduğunu kabul etmek: açıkcası bu, tehlikeli bir biçimde alışıldık değer duygularına direnmek demektir; buna cüret eden bir felsefe yalnızca bunu yapmakla bile iyinin ve kötünün ötesinde konumlanır.
Başına bela sarıp düşmeye başlayan birine dibe vardığını anlama şansı verilmez. Düşer, düşer, düşer ama düştüğünü anlayamaz. Tüm düzen, hayatlarının şu ya da bu döneminde çevrelerinin onlara veremediği şeyleri arayan insanlar için kurulmuştur.
Öldü, biliyorum! Bilmediğimi mi sanıyorsun? Ama onu yine de sevebilirim, değil mi? Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın, tanrı aşkına; özellikle de, hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa?