Şuan üstümde sarı simlerle işlenmeli lacivert kadife eşofman olmasından son derece memnun olmama karşılık bütün bunları ve başka birçok şeyi bırakıp çiçekli ince elbiselerle kafamda hasır üçgen bir şapkayla sulak pirinç tarlalarında seninle yan yana dolaşamayacağımızı bilmek ne kötü ...
Dün kampüste karşılaşıp bir wow olduğum hafif femboy birisi, bugün terlik tişört eşofman kombinimle paspal paspal kütüphaneye giderken karşıma çıktı ben ne yapim ya
Reklam
Kırağıdan nem kapan bir hava var dışarda. "Bu havada şort giyilmez, kalk da uzun bacaklı bir şeyler giy oğlum" diyerek öğleden beri yapıştığım koltuktan kalkarak üzeri sigara yanığı bir eşofman altı giydim. "Bana ne lan senin giydiğin heşofmenden" diyebilirsiniz. Tabi hakkınız, diyin anasını satayım. Zaten alt katımdan
Arkadaşlar hep beraber amin diyoruz nasip duası.
Üzerinde hiçbir şey yoktu, altında yalnızca ona verdiğim eşofman vardı. Yeni uyanmıştı ve saçlarından su damlaları yüzüme doğru iniyordu.
Sayfa 170
Annem babamın gazozhanede şerbet yaparken kullandığı şeker çuvallarından iç çamaşırı diktirmiş. Neşeyle giyiniyorum. İyi güzel ama, biraz sert ve hafif kaşıntı yapıyor sanki. Sorun değil. Yalnız, külotun hemen arka tarafında Kayseri Şeker Fabrikası'nın mührü var. Olduğu gibi duruyor. Yıkamakla çıkmamış demek ki. Bir şey demiyorum anneme. Öyle mutlu ki. Mühür orda duruyor ama. Beden eğitimi derslerinde eşofman giymek için sınıfta soyunurken ne yapacağım?
:D
“Onlar ne anne?” “Fanila, külot oğlum. Sabiha halana diktirdim, hadi bi giy.” Sabiha halam Kız Meslek mezunu. Eli çok yatkındır. Annem, babamın gazozhanede şerbet yaparken kullandığı şeker çuvallarından iç çamaşırı diktirmiş. Neşeyle giyiniyorum. İyi güzel ama, biraz sert ve hafif kaşıntı yapıyor sanki. Sorun değil. Yalnız, külotun hemen arka tarafında Kayseri Şeker Fabrikası’nın mührü var. Olduğu gibi duruyor. Yıkamakla çıkmamış demek ki. Bir şey demiyorum anneme. Öyle mutlu ki. Mühür orda duruyor ama. Beden eğitimi derslerinde eşofman giymek için sınıfta soyunurken ne yapacağım? Annemin çuvaldan yaptırdığı, arkası şeker fabrikası mühürlü külotlar yüzünden, beden eğitimi derslerinde birkaç yıl tuvalette giyinip soyunuyorum...
Reklam
"Kumru?" Hayretler içinde karşımdaki görüntüye bakıyordum. Uraz altına bir eşofman geçirmiş elindeki havluyla saçlarını kuruluyordu ve üzerinde eşofman altı dışında bir şey yoktu. Evet, yoktu. "Bu halde benim odamda ne işin var?" diye sordum şok içinde. Ellerimle gözlerimi kapattığımda olan bitene gerçekten anlam veremiyordum. "Burası benim odam.'' dedi sessizce.
Kahvaltı masası, alışık olduğumun aksine bomboştu.Etraf düzenliydi, televizyon dışında bir ses duyulmuyordu.Sorun bunlar değildi.Beni asıl şaşırtan şey, babamın rahat kıyafetlerle salonda oturuyor olmasıydı.Daha önce takım elbise dışında hiçbir şeyin içinde görmediğim babam, siyah bir eşofman altı ve beyaz bir tişörtle ayaklarını orta sehpaya uzatmış, televizyon izliyordu. Gayri ihtiyari, "Baba?" diye mınldandım. Hasta mıydı? Hiç hasta görünmüyordu. Üstelik yatak döşek olmadığı sürece hasta olsa da çalışırdı.Bana bakmadan, "Günaydın," dedi ilgisiz bir sesle. Başka hiçbir şey söylemedi, kıpırdamadı bile. Şoke olmuş bir şekilde, ne diyeceğimi bilemeyerek yanına gittim. Elleri kucağında, kumanda koltuğunun kenarındaydı. Televizyona baktım, bir izdivaç programı izliyordu.Başımı çevirmemle tekrar televizyona bakmam bir oldu. Babam bir izdivaç programı izliyordu
şu an üstümde sarı simlerle işlenmiş lacivert kadife eşofman olmasından son derece memnun olmama karşılık bütün bunları ve başka birçok şeyi bırakıp çiçekli ince elbiselerle kafamda hasır üçgen bir şapkayla sulak pirinç tarlalarında seninle yan yana dolaşamayacağımızı bilmek ne kötü...
Sayfa 323 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
581 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.