"İçimdeki isteğe ne karşılık verilmesi gerektiğini bilmiyorum. Oysa senin yanında isteklerim bile sessizliğe gömülüyor. Ne kargașa! Ne kargașa! Sen bir cevap mısın șimdi? Sanki hayatın karşısında durdum ve ona bir büyük soru sordum. Hayat karşıma seni çıkardı. Senin sorunun yanıtı da ben miyim?"
Kalbimi çelen alıntılardan yalnızca biri... ♡ Ah Selçuk Baran, ne diyebilirim ki!.. Ne yazsa okurum, diyebilmeyi çok isterdim, mesela; keşke hayatta olsaydı da diyebilseydim... Hakkında ne söylesem eksik kalacak yazarlarımızdan biri. Bana göre edebiyatımızın incilerinden. On iki birbirinden güzel öykü ile bir kez daha kalemine hayran kaldım, duygularına ortak oldum, onları bize aktarışına derin bir saygı duydum. Durum öykülerindense olay öykülerini tercih ederim aslında, ama Selçuk Baran okura durum öyküsünü de sevdirerek okutacak bir yazar. O kadar çok satır çizdim ve öyle içime işledi ki her bir hikâye... Varoluş sancıları, travmalar, içsel hesaplaşmalar, mutluluk oyunları... Çok ama çok güzeldi! ♡
Hâlâ tanışmayan varsa aranızda, daha fazla ertelemeyin Selçuk Baran kitaplarıyla buluşmayı. Hiç okumamış olanları kıskanıyorum şu anda, çünkü benim külliyatını tamamlamama son bir kitabı kaldı. Yeni başlayacaklar için Tortu veya Bozkır Çiçekleri'ni tavsiye ederim. Ama benim en sevdiğim biliyorsunuz ki Güz Gelmeden. ♡
Bir felaket, ne olursa olsun, neye dayandığını bildikçe, beni hiçbir zaman şaşırtmaz, yıkmaz; ama benim doğal eğilimim, bilgisizliklerden korku duymaktır, onların karanlık havasından korkar ve nefret ederim; gizem beni her zaman tedirgin eder.
Oysa insan düşgücünü kullanmaktan korkmamalı. Düşgücünü kullanmaktan korkanlar günün birinde gerçeklik duygusunu da yitirirler; başkalarının da gerçek diye sundukları yalanları kabullenirler. Bu yüzden kıyıcı olurlar.
İçimdeki isteğe ne karşılık verilmesi gerektiğini bilmiyorum. Oysa senin yanında isteklerim bile sessizliğe gömülüyor. Ne kargașa! Ne kargașa! Sen bir cevap mısın șimdi? Sanki hayatın karşısında durdum ve ona bir büyük soru sordum. Hayat karşıma seni çıkardı. Senin sorunun yanıtı da ben miyim?
Bir an önce unutun beni. Tek istediğim, bir zamanlar yaşamış olduğumu unutmak. Eğer dostumsanız, yardım edin, bir zamanlar yaşamış olduğumu unutturun bana.
Sinirli bir yapıya sahip insanların sözde "hassasiyet"leriyle birlikte bencillikleri de artar; kendi rahatsızlıklarına giderek artan bir dikkatle yaklaşır, aynı rahatsızlıkları başkalarının sergilemesine tahammül edemezler.