Bu şehirden gidiyorum
Gözleri kör olmuş kırlangıçlar gibi
Gururu yıkılmış soyatlar gibi
Bu şehirden gidiyorum
İnsanlar taş gibi bana yabancı
Ağaçlar bensiz hüküm giyecek bulvarda
Bir tambur bir yalnızlığı anlatıyorsa
O ışıksız pencereden
Ben onu duymuyor gibiyim
Daha dokunmadan kurudu İrem
Çöllere bir türlü yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Biraz şehir hülyası
Bir kalp yangınından geriye kalan
Siyah gözlerine beni de götür
Artık bu yerlere sığamıyorum.
Avareyim, asudeyim, yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar üstünde
Uyku tutmuyor karanlıkları
Yitik düşlerimi kovalıyorum
Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum.
Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın, Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın, Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
Gülleri sarı severim, toprağı ıslak,
Türküleri yanık, şiirleri hoyrat!
Havayı nemsiz, çayı demsiz.
Bir seni olduğun gibi,
Bir seni herşeye rağmen
Bir seni, hâlâ...
“Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme ki sana dargınım
Ben gene sana vurgunum
Başkalarına gülsem de
Senden uzakta kalsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben yine sana vurgunum “
Bir kara bulut gibi
Karartıyor dünyamı yokluğun
Gözlerimi siyah siyah
Hayaller bürüyor,
Hüzün melodileri çalıyor kulaklarımda
Sen geri gelmeyeceksin,
Biliyorum ama neden
Neden yine gözlerim ufukta
Seni bekliyorum?
Artık ilgilenmiyorum seninle
Demiştin de hayat başaklar gibi
Tutuşup yanmıştı avuçlarımda
Şimdi bir cümleden ibaret dünya
Ben ancak bir tarih kitabı kadar
İlgileniyorum seninle
"Belki de tükenmişimdir.
Bir şeyler için uğraşacak çabayı kendimde bulamıyorumdur.
Benim de emek vermeden güzel giden şeylere ihtiyacım vardır.
Hep ben yorulmak istemiyorumdur.
Yeniden inanmaya ihtiyacım vardır.
Beni bana geri vermek istiyorumdur."
Öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
Saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
Acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim
Ve şimdi bir çok atlayarak bildiğim kitabın başından başlayabilirim.
“İnsanlar nerde ? diye sessizliği bozdu sonunda Küçük prens. “Çölde insan yalnız hissediyor kendini.”
“İnsanların arasında da yalnızdır insan” dedi yılan.
Sen aklıma düşünce ellerim tutuşuyor
Sen aklıma düşünce yetmişinde ihtiyar
Küçük bir sokakla arkadaş, biraz daha yaşasa sanki kıyamet kopacak
Sen aklıma düşünce
Katreyim avucunda heybetli dalgaların
Yol uzun yolcu bitkin derdim ilaçsızdır ey
Katreyim avucunda heybetli dalgaların
Yol uzun, yolcu bitkin rehberim taçsızdır ey