“Vandal yürek! Görün ki alkışlanasın
ez bütün çiçekleri kendine canavar dedir
haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın
yaşamak bir sanrı değilse öcalınmak gerektir.”
Güray Süngü’yü “Köşebaşında suret bulan tek kişilik aşk” kitabıyla tanımış, zekasına, diline hayran kalmıştım. Ardısıra diğer hikaye kitaplarını da okumaya koyuldum, “hiçbir şey anlatmayan hikayelerin ikincisi” kitabındaki hikayelerde sıkça kendimle karşılaştım, çok sevdim. Romanlarıyla ise aynı kuvvetli bağı bir türlü yakalayamadım, hep bir noktada sürdüremedim, boğuldu hikaye. Bu kitap ise adından da anlaşılacağı üzere bir sayıklama. Ne hikaye denilecek kurguya sahip ne de şiir denilecek bir söz argümanına. Yazarın okuduğu şiirlerden ne anladığını, ondaki yansımalarını okuyacağınız, bolca zihin okuması yapacağınız bir kitap.
“Drina Köprüsü” bir coğrafyanın hikayesidir. Bu köprü bugün Bosna-Hersek sınırları içerisinde kalan Vişegrad şehrindedir. Sokullu Mehmet paşa tarafından doğup büyüdüğü topraklara yaptırılan bu vakıf yapı etrafında geçen hikaye köprüyü de bir karaktere bürüyüp kitabın baş kahramanı yapar. 300 yılı aşkın süreyi kapsayan bir hikayeler zinciridir roman. Bu uzun süre zarfında köprünün etrafında gerçekleşen hikayelerin hepsi kurgu izlenimini bir kenara bırakıp köprünün kendisi gibi gerçekliğe bürünür. Tarihe ve dönemin sosyolojik yapısına da ışık tutan okumaya değer, iyi bir eserdir.
Bana göre umudun, bekleyişin kitabıdır Tatar Çölü. Drogo göreve başladığı ücra sınır karakolunda umutla tutunurken “alışmanın” konforlu kollarında kendini bulmuş, öyle ki zaman içinde alışmakla bir bütün olmuş ve sonra onun kollarından hiç sıyrılamamış, gençlik arzularını yitirmiştir. Alışmak; ölümdür dedirten kitap. Okunması tavsiye edilir.
Hamza’yı okudum. Yazarın anlatmaya çalıştığı davayı, ruhu hayatım boyunca hep yaşamaya çabaladım. Karakterin anlatılmaya çalışılan buhranını aynı yaşlarda çokça yaşadım ama yazarın kendisinin de bir kaç satırda ifade ettiği gibi mesaj verme kaygısını çokça hissettim. İslamı anlatma çabasında bir eser olduğu için naçizane tavsiyem eleştirimin aksine okumanız gerektiğidir. Şimdiden keyifli okumalar.