Her sorulana cevap veren, her gördüğünü anlatan ve her bildiğini söyleyeni görürsen bil ki o cahildir.
Sayfa 84Kitabı okudu
Üç şey kalbi öldürür:
a) Dünya sevgisi,
b) Zikirden gafil olmak,
c) Uzuvların serbestçe günah işlemesi.
Üç şey de kalbi canlandırır:
a) Dünyadan zühd (yani onun sevgisini terk),
b) Zikirle meşgul olmak,
c) Evliya ile sohbet etmek.
Üç şey kalbin öldüğünün alametidir:
a) Kaçırılan ibadet ve taatlere üzülmemek,
b) Günahlardan sonra pişman olmamak,
c) Gafillerle arkadaşlık etmek.
Sayfa 61Kitabı okudu
İnsanların arasında zâhirin halk ile meşgul iken bâtının Hak ile meşgul olsun.
Sayfa 35Kitabı okudu
Reader Follow Recommendations
O’ndan başkasından istemen O’ndan uzak olduğun içindir.
Lütuf ve kerem sahibi, her şeyin mâliki ve mutlak mutasarrıfı O’dur. İstesen verecektir. Başkası ise acizdir. Başkasından istemen daha O’nu tanıyamadığını gösterir.
Sayfa 34Kitabı okudu
“Biz bir şey isteyip, elde ettiğimiz zaman bir kere, edemediğimizde ise on kere seviniyoruz.”
Ali b. Vefâ
Sayfa 15Kitabı okudu
“Okumak, zihnin tabiî bir duasıdır.”
Sayfa 65 - MalebrancheKitabı okudu
Bizim Peygamberimiz, bir gün ilimle uğraşmanın bin yıl ibadet yapmaya eşit olduğunu söylemiştir.
Sayfa 65Kitabı okudu
Kin, zulüm, kıskançlık ve düşmanlık duyguları, ruhun kuvvetsizliğinden doğmaktadır. Ahlaklı insan, ruhundaki kuvveti arttırdıkça, kötülüklerden kurtulur, yalancılık, riyakârlık ve dalkavukluk gibi kirlerden temizlenir. Olgunlaşır ve yükselir.
Sayfa 35Kitabı okudu
Ortalığın imanî bir aydınlığa kavuşması için kesin bir enerji tasarrufuna ihtiyacımız var. Hepimiz, aklımızı, kalbimizi ve vaktimizi yerli yerinde kullanmaya muhtacız.
Bugün birçok insan imanî bir hayat yaşamıyorsa, sebebi imanî bir hayatın makul ve tutarlı olmayışı değil, nefsin buna razı olmayışıdır.
Sünnet-i Seniyye çizgisinin uzağında bir fikriyat içindeyken Sünnete uygun bir hayat yaşamak ne mümkün! Başkaları gibi düşününce, başkalarına benziyoruz.
Asıl problem, eşyanın yokluğunda, nimetin kıtlığında değil. Asıl problem, nimeti nimet olarak görme şuurunun yokluğu. Şükrün kıtlığı.
Gecenin böyle muazzam bir ‘âyet’ oluşuna mukabil bizler geceyi yaşamıyoruz. Zira, geceler artık bir ‘yalancı gündüz’ e dönüşmüş bulunuyor. Şehir ışıklarının uzaya yayılan huzmeleri, ne yıldız kaymalarını görmeye elveriyor ne de bilhassa yaz ayları, Samanyolunun o hayranlık uyandıran ihtişamını seyretmeye…
Bu dünyada küçük şeyler yoktur. Bakmasını bilen göz için her şeyin bir anlamı vardır.
