esra polat

esra polat

esra polat

, started reading a book
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi
8.6/10 · 13.6k reads
Reklam
464 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 16 days

Reader Follow Recommendations

See All
“-Nasıl oluyor da tahtalara, taşlara tapıyorsunuz! Onların sizi görecek gözleri, duyacak kulakları ve size yardım edecek elleri olduğunu mu düşünüyorsunuz? İnsan eliyle yontulmuş, şurada duran sessiz şey tanrıça mı yani? Onu bir insan evladı yapmadı mı? Ne yazık ki öyle, bir insan evladı yaptı. Kendinizi bir hiçliğe inandırmışsınız. Görün budalalığınızı!”
Reklam
“-Birkaç gece önceki deprem senin için yeterince uyarıcı olmadı mı? -dedi Medon- Duymadın mı sesini? Hepimize “hazırlanın ölüme ve her şeyin bitişine” demiyor muydu?”
“…yarını planlamak için bugünün ışığını harcıyorlardı.”
“Pazar günleri, futbol maçından sonra, seyirciler kışlanın demir parmaklıkları arasından bize bakmaya geliyorlar. Çikolata ve portakal veriyorlar elbette, ayrıca sigara ve para. Bu durum bizlere artık toplama kamplarını değil, daha ziyade hayvanat bahçelerini hatırlatıyor.”
“Stalin öldüğü gün dışarı çıktım, kırlara gittim. Olağandışı bir şeyler olmasını, doğanın bu faciaya bir tepki vermesini bekledim. Hiçbir şey olmadı. Ne yer sarsıldı ne bir işaret geldi.”
“….. fakat geleceği bilmek her halükarda bugünün büyüsünü öldürür.”
Reklam
“Şatafat üzerine kurulu bu türden despot saltanatlarda, hırs dalkavukluk ve kurnazlıktan ibaretti. Para hırsı, hırsların en temeli haline gelmişti. İnsanlar sadece yasal yollardan yağmalayabilecekleri alanlar elde edebilmek için devlette mevki talep ediyordu ve devlet, yaptıkları soygunculuğun en güzel bahanesiydi.”
“Ne yazık ki özgürlük ve erdem sadece erkekler arasında yaygın bir talep. Neden sizi yok eden kölelik, bizi koruyabileceği düşünülen tek yöntem? Ah! İnanın bana, erkeklerin en büyük hatası buydu. Kadının doğasının kendilerininkinden farklı (aslında daha değersiz olduğunu ama bu ifadeyi kullanmayacağım) olduğuna inanmaları ve hukukun temellerini atarken, kadınların entellektüel olarak ilerlemesine engel olacak şekilde hareket etmeleri, kaderlerini acı bir şekilde etkiledi. Bu yasaları çocuklarını büyüten kadınların, kendilerine dostluk eden, hatta kılavuzluk eden kadınların aleyhine oluştururken, çocuklarının ve kendilerinin de aleyhine hareket etmiş olmadılar mı?”
“… kendi kölelerimizi vahşi hayvanların karşısına çıkarmamıza engel olan bu yasa, şu ana kadarki en berbat yasa. Kendi sahip olduklarımızla ne yapıp yapmayacağımıza müdahale ediyorlar. Buna resmen haneye tecavüz denir.”
“Katledilenlerin ve iskenceye uğrayanların çektikleri dolaysız acı var. Bir de onların yakınlarının çektikleri yarı imgesel acı. Hem çekilen, hem de çekilmeyen. Bu konuyu konuşurken, birinci tekil şahsa pek değinmezdi Yoshie. Başlarına gelenleri anlatamayacak olan kardeşleri, annesi ve babasından söz ederdi hep. Sanki onun için, konuşmak, ölüleri konuşturmakmış gibi. Bir de, biz diğerleri var elbette. Acı çekmeden hayatta kalanlar, sözüm ona yaşamaya devam edebilenler. İnsana bu da acı verebilir. Ölmemiş olmanın, işkence görmemiş olmanın ne anlama geldiğini hiçbir zaman çok iyi değerlendiremedim. Bizim de başımıza gelebilirdi dediğimiz şeylerin travması nelere yol açar? Görünmeyen ikincil etkiler vardır sanırım. Parçalanmış bir beden, radyoaktif maddelerin sakatladığı bir organ, sırtta bir yara izi olmayan şeyler. Yaptığımız her şeye, her susuşumuza sinmis olan.”
261 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.