Ne yazık ki kısa bir süre sonra kendisi de kumara alışarak aynı
duruma düşecek ve etkilendiği esrarlı bacaları Kaldırımlar’a taşıyacaktır:
Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık,
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
Kendi kendine acımak için kumar oynamaya devam ettiğini
söyleyen Necip Fazıl, 1924-25 yılları boyunca öğrenimini sürdürmesi gereken Sorbon Üniversitesi’ne nendeyse hiç uğramamıştır.
Bir gün Berlin’den gelen öğrenci müfettişi, tahsisatının kesildiğini
bildirerek son aylığını ve dönüş parasını kendisine verir. Bu yüklü
tutarı tek elde kaybeder o gece. Otele dönüşünü anlatışında da
Kaldırımlar'ın ilk imajları vardır:
"Pırıl pırıl cadde, Paris kaynıyor... O , Genç Şair, şehrin kapkara çatıları, esrarlı bacaları ve her ân göz kırpan ışıkları ortasında, kaybolmuş bir çocuk gibi kimsesiz ve on parasız... Ve ‘Işık Beldesi' diye anılan Paris'te, hiçbir yerden hiçbir ümit kıvılcımı göstermez bir karanlıkta... Gözleri kaldırımlarda, ‘Kaldırımlar’ şiirini içinde biriktire biriktire saatlerce, yayan, oteline gitti.