Enes radıyallahu anh şöyle demiştir: 'Resülullah salallahu aleyhi ve sellem bana:
“Yavrucuğum! Kendi ailenin yanına girdiğinde onlara selâm ver ki, sana ve ev halkına bereket olsun” buyurdu.
(Tirmizi, İsti'zân, 10)
Peygamber Efendimiz (ص):
İman etmediçe cennete giremezsiniz,birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size,yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi?
Aranızda selamlaşmayı yayınız.
Size selâm verildiği zaman, siz de ondan daha güzel bir şekilde veya (en azından) onun gibi selâm verin." (Nisa, 86) Bu ilâhî emre muhalefet edip selâmı cevaplandırmayan kimse günah kazanmış olur.
Bir beldede mübarek bîr şeyh yaşarmış. Çoğu merak sâikiyle gelen ziyaretçilerin çokluğundan rahatsız olduğu için evini şehrin biraz uzağında yakın bir köye nakletmiş. İnsanların çoğu, dostlannı kolayına geldiği zaman ziyaret eder ler, arar sorarlar. Bir kimse dostunu görmek için sevk-i kaderle karşılaşma yerine irâde sarfıyla onunla görüşürse o
Onlar namaz kıldılar...
Namaz ise onları kul kıldı...
Sağ yanlarıyla sol yanları, sonsuza doğru ilelebet açılarak bir teklife dönüştü:
Esselamu Aleykum ve Rahmetullah... Esselamu Aleykum ve Rahmetullah…..