Sessiz Filozof

Sessiz Filozof
@essgrsc
İnsan ne yaparsa yapsın bir gün mutlaka yarım kalır.
13.yüzyılın başından 15.yüzyılın sonuna kadar geçen üç yuz yıl içinde Hıristiyanlığın gerilediği görülür. Bu yüzyıllar daha çok Moğol ve Türk haklarının yüzyıllarıdır. Orta Asya'dan gelen göçebelik, bilinen dünyaya egemen olmuştur. Bu dönemde İran'da, Hindistan'da, Çin'de, Mısır'da, Kuzey Afrika'daki, Balkanlar'da, Macaristan ve Rusya'da, Moğol ve Türk yöneticiler ve geleneği egemendir. Osmanlılar denize de çıkmışlar ve Akdeniz, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu'nun bir bölümüne hâkim olmuşlardır. Viyana kuşatılmış ve Türkler savunanlardan çok havaya yenilmişlerdir. 1571'de İnebahtı'ya kadar bu üstünlük sürer.
Reklam
Özetlemek gerekirse, Osmanlılar kurulup geliştikleri dönemde Asya ile Avrupa, Doğu ile Batı ve göçebelikle yerleşiklik değerlerini bir araya getirerek, dünya görüşünde pragmatik, daha doğudaki Türk beyliklerinin kültürel ve toplumsal sınırlamalarından uzak bir devlet oluşturdular. Yani Osmanlılar, ömrünü tamamlamakta olan Bizans'ı dönüştürebilecek tek toplumdu.
19.Yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Anahatları
Siyasi tarihe 1789 Devrimi'nden başlamak, çoğu kez yanıltıcı oluyor. İlerde de görüleceği gibi, 19. Ve 20. yüzyıllar, hemen hemen tüm dünyada Avrupa'nın egemen olduğu yüzyıllardır. Dolayısıyla, siyasi tarihi 19. yüzyıldan başlatmak, daha doğrusu 19.yüzyıl öncesinin tarihi konusunda hiçbir değerlendirme yapmadan siyasi tarihe girmek, Onu Avrupa-merkezli biçime sokmaktır. Sonuç olarak, okuyucu siyasi tarihin konusunu tümüyle Avrupa tarihi olarak anlamakta ve bu da ya Avrupa'nın gereğinden çok yüceltilmesine ya da onun hepten yadsınmasına yol açmaktadır.

Reader Follow Recommendations

See All
Tarihte Eğilim
Bir tarihçi, "hiçbir kuşak, bir önceki kuşağı, tarih de kendisinii kesinlikle tekrarlamaz; değişiklik tüketilemez, her şey yenidir" derken haklı olabilir. Ama, tarihin eğilimleri, her zaman tarihte belirli bir süreklilik de sağlarlar. Birbiri ile çelişir gibi görünen bu durum, gerçekte tarihteki hareketliliği, dirikliğin (dinamizmin) göstergesidir. Tarihte sürekli görünen hiçbir şey değişikliğin aşındırıcı etkisinden kurtulamadı gibi, ne kadar birdenbire ve şiddetli olursa olsun, hiçbir değişiklikle de geçmiş ile bugün arasındaki sürekliliği tam anlamıyla bozamaz. Aslında tarih, bir anlamda, değişiklik ile sürekliliği çatışmasından başka bir şey değildir.
Tarihte Neden
Tarih, insanoğlunun dünyada görüldüğü ilk andan başlayarak, kopuksuz bir çizgi biçiminde, bugüne doğru baktığına ve geleceğe doğru bakacağına göre, her bilim dalında bulunan "neden-sonuç" ilişkisi, tarihin de ilgilenmesi gereken bir bağlantı olmalıdır. Üstelik, tarihte belirli bir olayın sonucu ya da sonuçları, daha sonraki bir olayın nedeni ya da nedenleri arasındadır. İşte tarih, bu "sonuç-neden-olay-sonuç-neden-olay-sonuç..." zinciri içinde ileriye doğru bir hareket olarak görülebilir.
Reklam
Reklam
124 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.