Lolita... Ahlâki değerler spazmı, sapıklık krizi, tutku ağrısı; estetik şöleni, edebiyat mücevheri, üslup hazinesi Lolita... Güzel ile Çirkin'in bir başka boyutu, iyi ve kötünün birbirine karıştığı bir roman Lolita. Hani günümüzde yeni bir akım var: Çizim yapan insanlar mavi ve kırmızı renklerle, üst üste iki ayrı çizim yapıyor. Çizime çıplak
Kierkegaard kendiliği hatırlayan ilk filozoftur. Felsefenin görevinin yalnızca tümel olanlarda değil, tikel olanlarda da işlemesi gerektiğini bize hatırlatan ilk isimdir belki de. Aydınlanmanın ilerlettiği rasyonalist anlayışa karşı çıkarak geleneksel din ve ahlak hakikatleriyle birlikte öznel hakikati öne çıkarır. Öznel hakikatleri ile varoluşunu
"İnsan ile hayvan arasındaki kesin fark, fizikî ve zekaî değil, her şeyden evvel manevîdir ve az çok açık olan dinî, ahlâkî ve estetik şuurun varlığında kendini gösterir."
Tim Burton'ın gotik estetiğinin, deliliğinin ve karanlık tarzının hayranı bir sinema öğrencisi olarak severek okudum. Zaten sevdiğim ve ilgi duyduğum ya da; tarzları bana hitap etmese de sinemaya yön vermiş yönetmenlerin hepsinin kendi yazdığı veyahut hayatlarının, zihinlerinin ve estetik anlayışlarının anlatıldığı kitapların hepsini okumaya çok önem veririm. Keşke Tim Burton hakkında daha çok kaynak kitap olsa.
Nefes aldığım dakikaları kendi zevklerimle zenginleştirebiliyor, kimsenin estetik limanlarına sığınmıyorum. İrademi, temel tercihlerimi, yaşama bilincimi ve inanma sorumluluğumu kimsenin ellerine bırakmıyor, devretmiyor ve bu temel haklarımdan asla vazgeçmiyorum..