Merve
@eunoia_tr
Lisans
17 reader point
Joined on November 2020
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Merve
, Added the 2024 reading target.2024 READING GOAL
0/15 books - %0 completed
No books read yet
15 books
0 pages
0 reviews
17 quotes
Should read 1 book in 14 days.
O, kadınlar aracılığıyla kendine bir çıkış yolu bulur. Baskı altına alınıp ezilirse, yukarı doğru çıkmak için didinir. Kadınlar özgürse o da özgürdür. Ne mutlu ki, kaç kere bastırılırsa bastırılsın, tekrar yukarı fırlar. Kaç kere yasaaklanmış, ezilmiş, önü kesilmiş, sulandırılmış, eziyete uğramış; güvenilmez, tehlikeli, çılgın gibi sayısız aşağılamalarla yaftalanmış olursa olsun, kadınların içinden yukarıya doğru öyle bir çıkar ki, en sakin, en çekingen kadın bile ona gizli bir yer ayırır. En bastırılmış kadın bile yüreğinde ona gizli bir yer ayırır; gür ve vahşi gizli düşünceleri ve gizli duyguları vardır ki, doğal olan da budur. En tutsak kadın bile vahşi benliğinin yerini savunur çünkü sezgisel olarak bilir ki, bir gün bir mazgal deliği, bir çıkış, bir fırsat bulduğunda tabana kuvvet kaçmak için ondan güç alacaktır.
Bu vahşi kadın doğasının kavranması bir inanç değil, bir eylemdir. En hakiki anlamıyla bir psikoloji işidir: Psukhé/psych, ruh (psişe); ology ya da logos, ruh bilgisi. O olmadığında, kadınlar onun gönül sohbetini işitecek ya da kendi içsel ritimlerinin vuruşlarını kaybedecek kulaklardan yoksun kalır. Onsuz, kadınların içgözleri karanlıklara bürünmüş bir el tarafından kapatılır ve günlerinin büyük bir bölümü, kısmi felç yaşatan bir can sıkıntısı ya da türlü hüsnükuruntularla geçer. Onsuz, kadınlar ruhlarının bastığı yerin sağlamlığını yitirirler. Onsuz; neden burada olduklarını unutur, hareket etmeleri gerekirken dururlar. Onsuz, çok fazla ya da çok az şey üstlenir ya da hiçbir şey yapmazlar. Onsuz, ateş üstünde bile suskundurlar. O; kadınların düzenleyicisidir, duygusal yüreğidir, fiziksel bedeni düzene sokan insan yüreğinin aynısıdır.
Reader Follow Recommendations
Sağlıklı kurtlar ve sağlıklı kadınlar belirli ruhsal karakteristikleri paylaşırlar: Keskin bir duyarlık, oyuncu bir ruh ve yoğun bir kendini adama kapasitesi. Kurtlar ve kadınlar; doğaları, araştırıcılıkları, büyük bir dayanıklılık ve güce sahip olmaları bakımından yakın akrabadırlar. Sezgileri çok güçlüdür; yavruları, eşleri ve sürüleriyle yoğun bir biçimde ilgilenirler. Sürekli değişen koşullara uyum sağlamakta deneyimlidirler; tuttuklarını koparmalarının yanında çok da cesurdurlar.
... onu yanında tutarsan da sadakat göstermiş olacağını sanıyorsun. Peki içinden haykırmak gelirken gülümsemek, kafanı duvarlara çarpmak isterken güler yüzlü görünmeye çalışmak, ihanet değil mi bu da? Ya ister istemez ihanetten başka çare yoksa, o zaman ne yapacaksın?
İnsanoğlu başka dünyalar, başka uygarlıklar bulmak için yola düşmüştü ama karanlık geçitlerle gizli bölmelerden oluşan kendi öz labirentini tanımamış, kendi mühürlediği kapıların ardında neler yattığını bulup çıkaramamıştı.
Ne yaparsam yapayım umarsız olduğumu, sana işkence etmekten kurtulamayacağımı o zaman anladım. Bu kadar da değil aslında, çünkü işkence aracı edilgendir, tıpkı insanın tepesine inip öldüren bir taş gibi edilgendir. Ama seni seven, senin yalnızca iyiliğini isteyen bir işkence aracı olmak - buna dayanamazdım.
Dört sayısı anima ile bağlantılıdır çünkü Jung'un belirttiği gibi onun gelişmesi dört aşamada gerçekleşir. İlk aşama en çok saf güdüsel ve biyolojik ilişkileri temsil eden Havva figürüyle sembolize edilir. İkinci aşama Faust'un Helen'inde görülür: Helen romantiktir ve estetik düzeyi kişileştirir, bunun yanı sıra cinsel ögelerle de nitelenir. Üçüncü aşama, örneğin (aşkı -eros- manevi adanmanın doruklarına çıkaran) Bakire Meryem figürüyle temsil edilir. Dördüncü tip, Sapientia, en kutsal ve en saf olanı da aşan bilgelikle sembolize edilir. Bunun için bir başka sembol, Süleyman'ın Neşideler Neşide''ndeki Shulamite'dir. Bu modern insanın psişik gelişiminde çok seyrek ulaşılan bir aşamadır. Böyle bir bilgelik animasına en çok yaklaşan Mona Lisa olabilir.
İnsan bir yerlerde, varlığının en derininde nereye gitmesi, ne yapması gerektiğini çok iyi bilir. Ancak bazen "ben" dediğimiz soytarı öyle bir gürültü çıkarır ki içimizdeki sesi duyamayız.
Gölgenin dost mu düşman mı olacağı bize bağlıdır ... O aslında durumun gereğine göre bazen boyun eğerek, bazen direnerek, bazen de severek birlikte yaşamak ve geçinmek zorunda olduğumuz herhangi bir insan gibidir. Gölge ancak görmezden gelinir ya da yanlış anlaşılırsa düşmanlaşır.
Kişi kendi bilinçdışı eğilimlerini başka insanlarda görüyorsa buna "projeksiyon (yansıtma)" adı verilir. Bütün ülkelerdeki politik ajitasyon, küçük grupların ve bireylerin kapı arkası dedikoduları bu tür yansıtmalarla doludur. Yansıtmaların her türü kendi insanlarımıza bakışımızı karartır, nesnelliğimizi bozar, dolayısıyla insanlar arasında gerçek ilişkiler kurma imkânını engeller.